aranızdan birisi zaman mı dedi gene? yok, kalmadı, tükendi...
ömrüm tükenmeden, zamanım tükendi. vakit hep ve tükenmez bir akşamüstü... oysa farklı günlerde bakıyorum ufka hep ve güneşin salınarak batışını izliyor gibiyim, ömrümün üzerinde. yüklendiklerine bakıyorum da hayran kalmamak mümkün değil zamanın kudretine ama geçişini seyretmek dahi yoruyor. hatta en çok da bu yoruyor ya...
gel, otur. affettim... ama bir daha olmasın. zaman dediğini duymayacağım senin. hatta tek biriniz z demeyecek bundan sonra... arada yokluyorum yattığınız haneyi ve boş bir ranza hala yok gibi. şarkıyı hanginiz dinliyordu demin? ne de güzel söylüyordu "aşk bu mu, sevda bu mu, hayat bu mu?"... sanırım yaşlanıyorum. dik omuzlarım, daha bir çökmüş gibi sanki, kafam daha bir önde ve bakışlarım daha bir kan kırmızı. anlamakta zorlanıyorum ve kabullenmeliyim ki yaşlanıyorum. biriniz kalksın, tutsun kollarımdan. sen, sen olmaz... önce gömleğini çıkart şapşal.
sen, ıslık çalan. gel tut kolumdan ki düşmeyeyim. doktor denge sıvısında sorun olduğunu söylüyor ki tüm bildiklerimi resetlemem an meselesi olabilirmiş, o kadar tehlikeli, o kadar fena... şarkıyı kim dinliyordu sahi? hanginiz?