destanlar yazılacak bir konu lakin şu şekilde bildiğim ve düşündüğüm kadarını paylaşmak istedim.
Türkiyede nüfusun yaklaşık %25' i kırsal alanda yaşarken, bu oran Güneydoğu Anadolu Bölgemizde %34, Doğu Anadolu Bölgemizde %47 yani ortalamanın çok üstünde. yıllardır bu bölgelerde tarıma ağırlık vererek kalkınma isteniyor ancak biliyoruz ki neredeyse 30 yıldır tarım sektörü sistemli olarak baltalanmakta, türkiye ekonomisinde tarımın yerini bilmek için dersini görmeye gerek de yokken üstelik.
atatürk zamanında fikirleri başlamış olan, gap daha o zamandan atamızın söylediği gibi, şark ı ağalık sisteminden kurtarmaya, önceki rejimlerden arındırmaya, halkı refaha ve kültüre ulaştırmaya yönelik bir eşsiz projeydi. ancak doğudan geçen petrol kanallarından sömüren, ekilen haşhaşları kontrol eden, her türlü kaçakçılık hatlarından rant sağlayan doğu'nun ağaları türkiye' nin kalkınmasına en çok bozulacak taraf olan dış güçler ile * birleşerek. gizli, yıllara yayılan bir proje kurdular. ırklar arası ekilen bu nifak tohumları geçen yıllar içinde bu durumdan gerçekte faydalananları görmemize engel oldu.
atılan her nefret tohumuyla yine bu işten kar sağlayan en çok yabancı ülkeler oldu.
bu durumun ortadan kalkması için ise ağalık sisteminin ortadan kalkması çok önemli, neden?
çünkü, o yıllardan beri bütün doguya yönelik istihdam çalışmaları engellendi, yatırımlar zora sokuldu. ben kendim çalıştığım sigorta şirketinde terör klozunun bir bir neleri kapladığını, türkiyede ne kadar etkili olduğunu, yatırımcının riski dağıtamayışını, devletten destek almayan reasuror şirketlerin yatırımcıdan kaçışını gördüm.
bu durumda devlet desteği ve gücü ile, ağalık düzeni ve yatırımların heba edilmesi ortadan kalkmadıkça bu planlanmış nefret, abilerimizden, babalarımızdan, ülkemizden beslenmeye devam edecektir.
keşke bazı konularda hak ettiği kadar ilgili olabilsem, olabilsek.
