sıradan insanların işsizlikten doğan sıkıntılarını enfes ele alan film. belki de sıradan yaşantıları bu denli vurucu anlattığı için enfestir, kimbilir. ispanyol sinemasının en güzide örneklerinden. javier bardem esas adam rolünde can yakıyor. hırpalıyor santa rolünde.
filmin ana sahnesi hiç kuşkusuz santa ile reina'nın bardaki kopartan diyalogu. reina her ne şekilde düzgün çalışınca iş bulunabileceğinden bahsederken santa'nın ona ifadelemeleri hayli sert bir o kadar mantıklı argümanlar eşliği altında birliktelik içererek ''bölünmüşlüğe'' göndermeler zikrediyor. ee tabii şöyle bir sahne için dev bütçelere vsye ihtiyaç olmadığı açık. zekice kurgulanmış ve yansıtılmış her şey. bir çok esprisiyle, dostane tavrıyla, küreselleşmenin yansıması işsizlik buhranlarına göndermelerle, evlilik sorunlarıyla ve duygusallığıyla film baştan sona samimiyet rüzgarı gibi adeta. bu bağlamda kelimenin kifayetsiz kalacağı oranda film büyüyor izleyenlerin gözünde. akabinde izleyici şunu düşünüyor niye bitti bu film? ben bunu ikinci kere kesin izlerim tadı öyle bir damağımda kaldı ki bir fırsatını bulup tekrar izlemek bu doğallığı boynumun borcu adeta. böyle filmin samimiliğine aynı oranda samimi iç geçirişler peşisıra geliveriyor.
ağustos böceği karınca hikayesine cuk oturuveren deyiş bir yandan kriter kelimesini kafamıza kazıyışımız hepsi güzeldir. bir unutulmaz sahne de santa ve amador'un amador sarhoşken oturup düzüşmek üzerine bir cümle kurup kahkahayı bastıkları sahnedir. bir yandan güleriz bir yandan duygusallık ağır basar. aynı jose'nin amador'un ölümüyle eşine söyledikleri gibi. kadın topladığı çantasının üzerine örtüyü atıverir.
los lunes al sol öyle bir film işte. basitliğinin içerisinde vurup vuruşturuyor. santa'ya gidiyorum tekrardan. yaşamın santa gibi idealist sürdürmek istenmesi gurur falan bırakmıyor hepsini okşuyor.8000 pesata mı benim için o 8000 falan değil. etik olarak çok üstünde deyişi ikinci kere kırılan sokak lambası. avukatın bu hareketler esansında incir çekirdeğini doldurmayan konuşması. her ayrıntı aklımda. hayatın uzun maratonunda santa gibi oluverdiğimiz zamanlar olmalı, başımızı eğmediğimiz. bugün o sözü- kendime verdiğim o sözü- tutacağım ve tekrar izleyeceğim bu sımsıcak filmi. bu dostluğu su götürmez filmi. bu bir sözdü. tutulması gereken bir söz...
10 üzerinden 9!