"Büyük Taarruz'dan evveldi. O zamanlar beni sık sık yanlarında gezdirirlerdi. Bir gün hocalar ve askeri erkan çadırında toplandık. Tabii sureti mahsusa da davetli olarak Hepimiz yerlerimizi aldıktan sonra şu suali sordular:
- Şer-i şerif (islam dini hukuku) üzerine verilen fetvalarda tarik (yol) bir midir?
Biz kumandanlara, kumandanlar bize bakıştık.
Mustafa Kemal, sualini daha basitleştirdi:
- Yani dinin en büyük mümessili, bir dini mesele hakkında iki türlü fetva verebilir mi?
Evvela kumandanlar cevap verdiler:
- Hayır
Biz cevap verdik:
- Hayır
O zaman hepimizin yüzüne baktı ve gayet sakin olarak:
- Nasıl oluyor da istanbulda istanbul Hükümeti;nin Şeyhülislamı benimle hepinizin idamına fetva veriyor da, Anadolu;daki din mümessili aksini iddia ve ispat ediyor.
Hepimiz susuyorduk. Mustafa Kemal son sözü söyledi: