papillon

entry90 galeri video3
    34.
  1. gerçek bir hikaye kelebek. bir anı. beni en çok heyecanlandıran bu oldu hep. okuduğum her cümlede gördüğüm o elmastan azmin, halattan istikrarın, okyanustan gözlemin, camdan zihnin ve çelikten zekanın gerçekliğiydi bu denli heyecan veren ruhuma. ya da o anıları bu denli gerçeklikle şekillendiren o olağanüstü hayal gücüydü, bilemem orasını…
    yaşama olan bağlılığı mıydı yoksa haksızlığa karşı olan direnişi miydi henri charriere’ deki bu inadın kaynağı? yaşama bu kadar bağlı olan bir adam olmaması gerektiğini bildiği yerden kaçmak uğruna canını böylesine tehlikeye atabilir mi? her seferinde daha da acılaşan bir şekilde yenilmesine karşın tekrar tekrar dener mi bir amacı? yaşamından çalındığını düşündüğü onca yıla yeni yıllar ekler mi olmaması gerektiğini bildiği yerden kaçmayı başarabilmek adına?
    napolyon, “suçlulara yalnızca onlardan daha kötü insanlar nezaret edebilir.” dedi ve fransa marsilya’da fransız guyanası’nı inşa ettiler, en azılı suçluları tıktılar içeri. adını cayenne koydular, yıllarca haksız sürgünleri, insanlık dışı muameleleri, it dalaşı gibi kavgaları, vahşi ıslah yöntemleri ve kendine has kurallarıyla ile efsaneleşen “kürek cehennemi” idi cayenne.
    kendi komplekslerine yenik bir hakim ve piyonlaşmış bir savcının verdiği anlık bir kararla değişti charriere’ nin hayatı. haksız suçlamanın kurbanı oldu. haksız suçlamanın mahkumu oldu, hem de ömür boyu, hem de ”kürek cehennemi” nde. kimse duymadı “ben yapmadım!” çığlıklarını.
    boyun eğmedi charriere. cehenneme geldiği ilk gün başladı kaçış planlarına. bunun için muhatap olunacaklarla korkmadan temas kurdu. bulaşmaması gerekenleri bulaşmamayı başardı elinden geldiğince. hapishanedeki arkadaşlarına yardım ettiği de oldu, adam öldürdüğü de. yalan söylediği de oldu, dayak yediği de. ödüllendirildiği de oldu, ceza yediği de. aklında tek bir hedefle yaşadı orada yıllarca: kaçmak!
    yanına aldığı iki arkadaşıyla yaptığı ilk denemesinde teknesi parçalandı, cüzamlılar adasına sığındı. onların hiç unutamayacağı yardımlarla kolombiya’ya kadar gitmeyi başardı ama orada yakalandı. kelebek’i geri gönderdiler cehenneme.
    birkaç kez daha yaptığı denemelerde hep başarısızdı. kimi zaman ihanete uğradı, kimi zaman şanssızdı. yılmadı.
    en sonunda aylarca tek bir yol üzerine çalıştı. aylarca dalgaları gözlemledi, aylarca güvendiği insanların yardımlarını değerlendirdi. inanılmaz bir planla ve zamanlamayla sonunda kaçtı! kaçıp bir kızılderili kabilesine sığındı. bir sene onların yanında yepyeni bir hayat yaşadı. hiç acele etmedi. öğrendi. yolculuğunda hep öğrendi.
    eve vardığında bambaşka bir kelebek’ti charriere. bütün dünya tarafından bilinen ve saygı duyulandı. sonsuz bir emeğin sonucu bir kelebeğe ölümsüzlük bahşetti.
    papillon (kelebek) senelerce şaşkınlıklar içerisinde en çok okundu. steve mcquinn ve dustin hoffmann başrollerde franklin j. schaffner’in kamerasının önünde ölümsüzleştirdiler kelebek’i.

    (bkz: kelebek)
    0 ...