bir siyasi ya da hukukçu veya bir bürokrat olarak değil de sade bir vatandaş olarak bu mevzuyu yorumlamak oldukça kolay. yalnız akıl sağlığı ve güçlü bir hafıza gerekiyor.
bir defa dtp şekil olarak türkiye'nin bölünmez bütünlüğünü tehdit edecek tüm unsurları büyesinde barındırıyor, ki bu kapatılması adına oldukça yeterli bir neden ancak kapatılması halinde olacakları da düşünmek gerekiyor. kapatılmasıyla türkiye'ye karşı tehdit olması durumu sonlanmış bulunmayacak, yeni parti sanıyorum kurulmuş yada kurulma aşamasında. yani partiyi kapatınca herşey sona ermiş, günlük gülistanlık bir havaya merhaba diyemeyeceğiz bilakis içte ve dışta bulunan tüm terör destekçilerinin eline türkiye aleyhine bir koz vereceğiz; kürt halkının ve meclisteki temsilcilerinin sesinin susturulduğuna dair mesajlarını dünyaya duyurmakta geç kalmayacaklardır.
üstelik bu dava ve kürt meselesi bilindiği gibi türkiye'nin diğer tüm sorunlarının başlıca sorunu olan "iç meselelerin dış dünyadan müdahale görmesi" meselesiyle br bütün halinde. daha çok yeni dtp'ye bir mektup ulaştı, abd'de büro açmasına vize tanındığını bildiren. burada abd nin tavrı net gibi. anlayacağınız türkiye kapatsın kapatmasın umrunda değil adamların.
partileri kapatınca kendilerini zihniyetleriyle beraber çöpe göndermiş olamıyoruz maalesef. üstelik daha da radikalleşmesine ve ileriki zamanlardan hâkimiyet alanını genişletmesine de imkan tanıyoruz.
ayrıca siyasi yasaklılar listesinde emine ayna isminin yer almaması da oldukça dikkat çekici. madem bölünmez bütünlüğü tehdit sebebiyle açılıyor bu dava o zaman bu insan suretine bürünmüş şeytani varlığın siyasi hayatına kurulacak yeni partide devam etmesine nasıl göz yumuluyor anlayamıyorum ki işin bu tarafının halka yansıtılmaması da ayrı bir olay.
ama olurda mahkeme, kapatılmamasına karar verirse muhalefetten ve vatansever tüm ulustan ağır eleştiriler alacaktır. alması kendilerini ne kadar bağlar bilinmez ama kişisel bağlamda kendilerini nasıl hissederler insan merak etmekten kendini alamıyor.
