o olmasaydı bu olur muydu?
tello o topa iyi vursa gol olur muydu?
ya owen'in ayakları dolaşsa?
ya da cska'nın golü gelmese?
halamın sakalları olsa dayım olur muydu?
olmazdı sanırım.
olmadı da.
her kaybedilen maç, her giden avantaj, her terkedilen kupa,
mevzuat beşiktaş'sa fena oturur bana.
hayret ki hayret rahat bıraktı beni bu sefer.
birbirine bağlanmış zincirler topluluğuyla karşı dağa geçmeye çalışmamız gerekiyordu,
zincirler ise tam olmalıydı. olmadı.
bakıyorum şimdi kaçan gollere mi yansam?
yoksa daha önceki maçlarda kaçanlara, pisi pisine giden puanlara mı?
belki içten teselli oldu zaten wolfsburg'un da manu'ya yenilmesi.
zaten gidemezdik ulan, zaten gidemezdik diye dolmabahçe yolunda mırıldanmama sebep oldu.
sonra kafayı kaldırıp olsun be, olsun.
inanıyorum ben bu takıma.
hislerini boca etti kafama.
mücadele ettik mi, ettik.
çabaladık mı?
çabaladık.
ama olmadı mı olmuyor.
çıkış kapılarına ilerlerken hala acabalarda olan çok vardı, bir umut.
uefa cska'yı avrupa'dan men eder mi?
biz bastırırsak, wolfsburg'da bastırırsa bir şeyler olur mu?
bilmem belki olur.
belki de onun rahatlığıdır.
diyorum ya koymadı bu sefer eleniş.
metalist faciası kadar koymadı.
akşamki soğuktan yadigar bir haftalık hastalık,
1-2 gün sürecek ses kısıklığı,
yıllar sonra anılacak bir maç,
keltoş irlanda katiline bir bakış,
ve messi'nin çektiği kuradan gelen wolfsburg'a büyük öfke olarak
kalacak aklımda.
olsun lan olsun.
hala bir umut var,
ha olmazsa da?
canın sağolsun be karakartal,
canın sağolsun.
maç sonunda elleri patlatırken alkışlarla,
kafamızdaki çatıdaki simsiyah bembeyaza gözler kayarken,
helal olsun derken,
tek düşünce vardı aslında kafamızda.
sen en büyük değil misin ki zaten,
eğilmesin öne başın,
sen aldırma kartalım,
sen aldırma.