yedi veya sekiz yaşlarınızdasınızdır.
size bir oyuncak gösterirler ve sizin olacağını söylerler.
oyuncağın sizin olacağı zamanı yedi yaşın veya sekiz yaşın sabrıyla ve saf ve katıksız bir umutla ve mutlulukla beklersiniz. o benim olacak dersiniz ve şanslı olduğunuz için dua edersiniz.
bir gün gelir o oyuncağın sizin olmayacağı söylenir, elinizden hiçbir şey gelmez değiştirmek için.
hissetiklerinizi, yıkılan hayalleri sadece siz bilirsiniz.
aradan yıllar geçer veya belki de aylar veya bir dakika süreç yoktur.
al senin olsun derler ama saf saf bakarsınız oyuncağa.
istediğiniz zaman sizin olmamasının üzüntüsüyle iki oynar bırakırsınız.
daha önce sizin olmamasının hıncını kalbinizde taşırsınız.
kıramazsınız o oyuncağı ama oynamak için de çok geçtir, bırakırsınız ve hep bir yerlerde kalır.
o oyuncak hep aklınızda ve kalbinizde kalır.
ne zaman bir oyuncakçı görseniz bir şeyler kopar içinizden.
işte öyle bir şey.
