sanat sanat içindir

entry82 galeri
    25.
  1. sanatin sanat icin olmasi durumunu niteleyen baslik.

    hakkindaki tartismalar halen devam etmektedir.

    sanat eseri acisindan bakildiginda, bir kompozisyon-ki bu-müzik, resim, edebiyat konulu olabilir- o zamana kadarki sanat eserlerinin hicbirisinde olmayan birtakim dinamiklerle programlanabilir. bu, olayi kompoze eden sahsin konseptlerine (yeteneklerine,kisisel görüslerine) baglidir. bu konseptler o güne kadarki diger bütün konseptlerden farkli, daha karmasik bir yapida olusturulmus olabilir.

    sanatci o konseptleri olusturup kompoze etmeye basladigi zaman iki nokta kendisini son derece acik bir sekilde gösterecektir.

    -)genelde toplumun angaje oldugu akimlar, ve toplumun bu akimlari severek takip ediyor olmasi -ki bu seyirci,seyirci de para demektir-

    -)o akimlarin toplum tarafindan sevildikleri icin, cok uzun süredir kullanilan doneler icermesi, yapilanlarin aynilasmasi,ve banalitenin bu cok siklikla kullanim yüzünden kendini iyice göstermesi.

    sanatci burada kendisine su soruyu soracaktir..."toplum tarafindan sevilen bu doneler zaten yillardir sanatcilar tarafindan kullanilmakta,ve bu malzeme yavas yavas sona ermektedir , ben ayni malzemeyle bir eser üretmeye kalktigimda, onlarin yaptigini terar etmis oluyor muyum, olmuyor muyum?"...bu sorunun genel planda yaniti "oluyorsun" olur ve aslinda "sanat pazari" toplumun o sevdigi türe doymus vaziyettedir. sanatci bu durumda bir eser daha fazla vermenin topluma -ve de kendisine- ne kadar yararli olacagini kafasinda tartar, ve sonucta konseptledigi seyi ya yazar, ya da yazmaz.

    sanatin kendi ic dinamikleri toplumdan cok daha hizli ilerler. toplum, zevkine göre hareket eder. sanat ise kompozisyonun ic dinamiklerine göre. ancak sanat topluma mahkumdur. toplumsa sanatciya mahkum degildir. kendisinin hosuna gideni yapacak birileri mutlaka olacak, onlarin hem paralari olacak, hem de el üstünde tutulacaklardir.

    sanat ise aslinda matematik falan gibi her gecen gün yeni görüs ve konseptlerle kendisini yenileyen bir bilimdir. biz de bugün matematigin ulastigi son noktalari bilemeyiz. belki bilsek dünyamizi su ana kadar oldugundan cok daha güzel bir hale getirebiliriz. ayni sey sanat icin de gecerlidir.

    unutulmamasi gereken sey, w.a.mozart´in zamaninda acliktan ölmesi, ve o zamanlar en sevilen müzikleri salieri gibi, müller gibi adamlarin yazmis olmalaridir. bu adamlar da iyice bestecidirler, ancak mozart´in konseptleri, hizli gecisleri, tekrarlarin az olmasi,temalarin karmasikligi, müzigin takip edilebilmesini güclestirmis, bu da mozart icin dezavantaj olmus, kral bile "bu parcada cok fazla nota var" demistir. halbuki halk, tekrarlardan hoslanir.

    sanatin sanat icin olmasi konu dehalar olunca karmasiklasir. j.s.bach´in yazdiklari cok zor anlasilabilir eserlerdir. ama adam baska türlü yazamiyor. fikirler akiyor adamda. o cok karmasik anlasilamaz durumdaki müzik örgüsü, bach icin son derce normal bir durum.

    bu durum da j.s.bach ne yapmalidir, kafasindakini kagida gecirince tepki görecek, aforoz edilecektir. gecirmezse de patlayip catlayacaktir....o noktada o kafasindakini bütün tepkilere ragmen kagida gecirir, ve aforoz edilmeyi de göze alir.iki kere isinden olacak, cok büyük zorluklarla karsilasacaktir.

    ama onun o günkü düsünceleri yüzünden, biz bugün bir h-moll messe´ye, 23 ciltlik org eserlerine -ki herbiri birbirinden daha karmasiktir-, brandenburg koncertolarina -bu koncertolar org eserleri ya da h-moll messe´ ye göre daha bir anlasilabilir durumdadirlar- sahibiz. ve bu eserlere baktikca, iyi ki öyle düsünüp sanati sanat icin yazmis, diyoruz.

    entry´yi bir sözle bitirelim.

    "onun seyirciye ihtiyaci yoktu, bunlarin hepsini kendisi icin yazdi ".
    w.a.mozart

    (j.s.bach´in bir moteti eline gectigi zaman, o motet hakkinda söyledigi söz.)

    ek : "sanati sanat icin yapanlarin" en basindaki sanatci j.s.bach´tir.
    0 ...