küçük iskender şiirleri

entry291 galeri
    56.
  1. Bir Yeryüzü Öznesi

    1. gece gelen gece

    yetmiyor münzevi kelimelerin kuytularına
    pıhtılaşan çöl: yakıp yıkmak için bir kente
    gittiğim günden beri biraz felç istemiştim
    yeryüzünden, ve biraz öğütülmüştüm terle - -
    bir ritmin bütün acizliğiyle çizildiğim
    resim kağıtlarında beni bitiren kadın, o
    sahte atölyenin eskimiş bir organı gibi
    esrarlı bir dokuyla örtülmüştü portrem!

    tabutumu dört siyah adam dışarı çıkarttı
    dört siyah atın çektiği arabadaydı ruhum
    dört gözlü doğanın prensesine giden yolda
    devrildi tabut, şimdi tüm boşlukları doldururum,
    der demez: tılsım gizlemiştim, bana sunulan
    alkol harfleriyle oldu adım, çekilen silah
    fırlatılan bir bıçak gibiydim o kadınla, bilirsin
    katil bir kadın saklar bir parça içinde
    her çocuk; ve yine bilirsin ki kimi aşklar
    kediden firar etmiş keyifli bir öğle uykusudur

    2. heves eden seda

    içindeki heykele negatif bir kan aranıyor
    kentin

    bir yabancıyı idrak ediyorum

    ki ilkokulu ne zor bitirdi yeryüzü
    karnesinde tek kırık kalbim

    derisini yitirmiş hayvan gibi gece
    senden likör yapılmıyor ölüm

    3. mr. pickwick'in son serüveni

    s e v i y o r s u n b e n i, anladım:
    güneş tutulması gibi gülümsemen çünkü;

    ö z l ü y o r s u n b e n i, anladım:
    öpmesen, hemen baban ölecek çünkü;

    g i z l i y o r s u n b e n i, anladım:
    ne vakit seni düşünsem,
    yeryüzü evinden kaçıyor çünkü;

    4. misafir cinayet

    gülle tartışıyor karanfil çocukta
    geri verilmeyecektir hüzün hülya; az daha;

    ne pornografi suresi ne de
    atlıkarıncası dışa dönük kabe,
    YERYÜZÜ!
    çağırma vücudumu, artık orada değil!
    sessiz film
    oyunu kurallarıyla anlat bakışımı
    sessiz film
    gibi kalsın gururum anlaşılmadan
    talanında;
    dokunulmazlığılotuslarınınkuyularındauykuların,
    bir sesli harf
    gibi yalnızlığım
    bir sessiz harf
    gibi dudağımdayım

    ürk! o çemberler içre yazılı rakamlar
    çoktan yuttu seksek oynayan çocukları,
    ve o seksek taşı
    ve o seksek taşı
    kim bilir hangi gezegenin
    uydusu şimdi, sona eren baygın uzayda;

    ya içeri dolarken artarsa eğer bir parça rüzgar
    bana da ölüm ayırın, çok az vaktim var. velakin
    bu kanayan gözü göbekdeliğimin
    üstüne yerleştiren mecbur mecmua
    bilinçaltım bir müze, hatıralara;
    ey karanfil, tartışma gülle çocukta
    komünist maestro bu gece sahne almayacak artık!

    gidiyormuş:
    ağırlaşır yağmurun iade etmediği karanlık
    bırak gitsin:
    hiçbir caddeye çıkmayacak o sokak artık
    0 ...