küçük iskender şiirleri

entry291 galeri
    47.
  1. Bıraktın Beni

    şeytanın beline sardığı kuşakla bağlayıp gözlerimi
    bu korkunç tuzlu yutkunmanın orta yerine bıraktılar beni
    bıraktın beni
    o tahta balerinin yırtık bacaklarında benim tebliğimden
    bir yansıma bir sıçrayış
    gece üçte uyanıp başladım alkışlamaya,bıraktın beni;

    yazı sorguya aldılar
    işkencede kısa kalbim
    dolaşıyorum yeni yanmış lisenin koridorlarında
    da sözlüye kaldırılıyor ilk sevgilim intihar
    ben hiç ders çalışmadım senden başka, bıraktın beni;

    kibar bir orospuyum ben, bunu da yazdım kumsala,
    tırnaklarına gözyaşı ojeleri süren

    artmayacağım, eksilmekti sevişmelerimiz
    bunun için her gün bir çocuk öldürüyorum
    parmaklarım bir ferman gibi açılıyor gırtlağında
    bir güle saati sormak değil mi çekip gitmenin öncesi
    eğilip bir kediyi okşamak olmasın
    geri gelmek istemenin en büyük delili;
    bıraktın beni.
    yanıtım: anlayacaktık zaten sıkıldığımızı ve bunun
    böyle bungun, kırışık sürmeyeceğini
    kahverengiye çevirdi yaşadığım sevdalar beni
    türkçeler yetmedi karardıkça parlayan şarkıma
    girdiğim bahçede yitti sidikli ömrüm
    sanki
    bir tren raydan çıktı vücudumda
    bıraktın beni.

    yıkandım ateşin suyunda
    gümüşlendim kurşunlandım
    neşter perisiyim şimdilerdeyse
    yüksek sesle güldüm buna
    bunu da- bunu da yazdım kumsala
    kendi çevremi
    üçyüz altmış beş günde döndüm sana döndüm dön bana

    kurtarılmaz ayrılıklar mı yaşıyoruz çarparak söğütlere
    uğrunda ölünecekleri mi gömüyoruz güneşin battığı yere!
    aşk, çekim eki almıyor,başka uyaklarla kalıyor ayakta bıraktın beni
    aşk, artık korkak bir zamir gibi
    sabah akşam sağına soluna jilet atmakta
    bu bir lisan-ı hafidir ki ruha dolmakta
    yalnızlık okuma-yazma bilmiyor
    siz sürdürün kentinizi
    komik sarhoşluklarınızı- sahte öpüşmelerinizi
    girin kalabalığa pazaryerlerine otobüslere bıraktın beni;

    kaybolun yüzünüzde
    siz sürdürün kentinizi
    yangınınızı ben alıyorum, depremlerinizi
    sel baskınlarınızı, salgınlarınızı
    afetleri götürüyorum muazzam aşklarınızdan

    şeytanın beline sardığı kuşakla bağlayıp gözlerimi
    bu korkunç tuzlu yutkunmanın orta yerine bıraktınız beni!
    içime beton bir martı döktünüz
    içime batırdınız ceylan kemiğini!

    sevgi kubilay'ıydım ben
    keserek bileklerimi nankör bir testereyle
    kopuk ellerimi dolaştırdınız bir sopa ucunda tüm yeryüzünde
    şiir yazdırmadınız bana şiirime döndüm sana döndüm
    dön bana

    siz sürdürün kentinizi
    ben sizin payınıza nasıl olsa
    yaşıyorum trajedilerinizi
    muazzam aşklarınızdaki!
    3 ...