öncelikle bu maddelerin doğruluğu yanlışlığı konusuna bakmadan nasıl kabul edildiğine bakalım. 2. madde chp ilkelerinin 5 şubat 1937'de anayasaya girmiş halidir. 1961'de değişikliğe uğramış ve sadece laik cumhuriyet kalmıştır. demokratik rejimlerde bir madde çoğulcu demokrasi gereği çoğunluğun isteklerine ve insan haklarına uygun olmalıdır. bir partinin zorla dikte ettirdiği bir maddenin anayasada bulunması ve değiştirilememesi gariptir. bir partinin programının anayasaya uygun olması gerekirken bir anayasanın partinin tüzüğüne uygun olması sağlanmıştır. devlet chp'leşmiş ve bu şekilde yeni kurulan partilerde mecburen bu maddelere uygun olma zorunluluğu taşımıştır. yani chp'nin 6 okuna karşı iseniz parti bile kuramazsınız. türkiye'de parti kapatmaların, darbelerin sebebi olarak bu madde gösterilip bir delil göstermeden cumhuriyetin temel ilkelerine ve laikliğe aykırı davranışlar diye iddalarda bulunulmuştur. oysa avrupa'da bir siyasi parti kapatılabilmesi için sadece silahlı çatışma yapması ve bunun kanıtlanması gerekir.
bu madde içinde bulunan kelimeler rejimin niteliklerini belirler. şimdi bu maddenin neresi kötü, çok güzel şeyler söylüyor denebilir. içinde kişilere göre değişen bir laiklik kelimesi geçiyor ve darbe ile devrilen hükümetler anayasanın 2. maddesine elini bile sürmemişken, darbeciler devirdikleri hükümetlerin 'atatürk ilke ve inkılaplarından saptığını' iddia ederler.
yasal laiklik din ve devlet işlerini birbirinden ayırarak, dini siyasallaşmaktan ve yönetim aracı olmaktan çıkarır.(anayasa mahkemesinin laiklik tanımı.) pratik laiklik ise yukardaki tanımın belirsizliğini kullanarak dindar her insanı dini siyasallaştırdın diye suçlayabilme olanağı tanır. yani dindarlara verilecek her özgürlük, insan haklarına uygun olsa dahi laikliğe aykırı kabul edilebilir. mesela abdullah gül'ün eşinin türbanlı olması, yıllarca türbanlarıyla üniversiteye girebilirken sonradan yasaklanan türbana tekrar üniversitelerde serbestlik sağlanması gibi... hatta şu üniversiteye girişte katsayı uygulaması gibi. anayasa mahkemesi olmazsa darbe ile bunları sağlayanları indirmek gerekir. laik rejime bağlı yurttaşların özlemle beklediği görev bu değil mi?