dini siyasete alet eden zihniyet

entry50 galeri
    26.
  1. türkiye'de suç olan olgu. diğer ülkelerde dini topluluklar siyasi hayatta önemli rol oynar ve bunun suç olan bir yanı yoktur. hatta bir çok avrupa ülkesinde din siyasi parti adı bile olur. fakat 1961 anayasası ile getirilen "laiklik rejimi" dini olguları dışlamayı ve dindarları devletten uzaklaştırmayı amaçlar. şimdi bazı arkadaşlar laikliğin bir rejim olmadığını din ve devlet işlerinin ayrılması ilkesi" veya "devlet karşısında her vatandaşın dinine bakılmaksızın eşit hakka sahip olduğu" iddiasında bulunacaktır. teoride çok güzel ve anlamlı geliyor. fakat işlerine geldiği zaman teoride yazanı iddia edip savunanlar, gerçekleri görmezden gelir. bu ülkede cumhurbaşkanı dindar biri seçilecek diye yer yerinden oynadı ve eylemler yapıldı, her sene tsk'da dindar diye bir çok kişi ordudan yaş kararları ile uzaklaştırıyor. daha bir çok örnek verebilirim. demekki uygulama laikliğe aykırı veya laiklik anlayışı teoride yazanın dışında dindarları devletten uzaklaştırmaktır.

    laiklik anlayışını savunurken kimsenin karşı çıkmayacağı çok güzel bir hayali portre çizdikten sonra uygulamaya gelince kamusal alanlarda dinini yaşayan insanlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapanlar, daha ileri gidip sokakta kendi haline dinine göre giyinenlere, camilere gidenlere, inancının gereğini yapanlara baskı olarak kullanılan laikliğin neresi laiklik?

    edit:burda yazdıklarımı sözlük formatına aykırı şekilde cevaplayan ve başlığı açıklamak yerine yazdıklarımı hakaret ve aşağılama ile cevaplamayı tercih edenlere cevap;

    avrupa insan hakları sözleşmesinin partileri de kapsayan 11. maddesi
    1. Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ay­rıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir.

    2. Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda zorunlu ted­bir­ler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir.

    birinci madde herhangi bir çıkar için diyor. burda anlamı her türlü çıkarınız için parti kurabilirsiniz. bunun bir kısıtlaması yok. refah partisinin kapatılmasına aihm neden ses çıkarmadı diyorsanız 2. madde ile ilgili ve şöyle diyor. demokratik yolları kullanarak insan hakları ve özgürlüklerini kısıtlayacak demokratik olmayan bir rejimi kurma faaliyeti...

    avrupa insan hakları mahkemesi çeşitli içtihatlarıyla şöyle demektedir. ezildiğini düşünen bir grubun haklarını korumak için siyasallaşması, siyasi partilerin kuruluş sebebidir. aksi durumda; meşru siyasi oluşumlara bu olanağın tanınmaması halinde silahlı gurupların bu ilkelerin savunulmasını tekellerine alacağı ve bu silahlı gruplaşmanın dahi meşru sayılacağını ifade eder. yani dindar insanlar haklarını savunmak için kurulan partisi kapatılırsa ve dindar insanlar kendini temsil edecek bir siyasi oluşum bulamayıp silaha sarılırsa bu "seçmenlerin kaygılarını dile getirmek" olarak sayılır ve meşrudur. avrupalı kafası olmadığımız ve ezberlerimize aykırı olduğu için çok garip bulup inanamıyoruz değil mi? sonra bu avrupa neden pkk'ya müsamaha gösteriyor diye hayıflanıp, anlam veremeyiz. yarın dtp kapatılsın bakalım, kapatılabilecek mi? aihm'e göre birine siyasi ortamda yaşama hakkı vermezsen silaha sarılması dahi meşrudur. bizim gibi devletçilik ilkesiyle büyümüşlerin anlamakta zorlanacağı olgular.
    0 ...