mahallemizin bakkalını işleten, afedersiniz or.spu evladı, iki ay kadar önce bir başka kel kafalıya devretti mekanı.
şimdi soracaksınız neden annesini karıştırdın? benim gibi temiz yüzlü bir adama veresiye öldü başınız sağ olsun demeye getirmişti zamanında. öyle bir beddua etmişim ki hesap edin artık, kaçtı gitti i.nenin evladı.
neyse yeni bakkalımız adı üstünde 'yeni' olduğu için, müşteriye aç, samimiyet kurmak isteyen, etrafındaki komşularını tanıma arzusu içinde yanıp tutuşan bir keltoş abimizdi. o yüzden benim için bu samimiyeti yakalamak adeta çocuk oyuncağı oldu efenim.
birkaç defa on liranın üzerinde alış veriş yaptım, hatrımı sormaya başladı.
sadece bir kez -ama tam yeri ve zamanında- sigara alırken yüz lira uzattım, geçerken bırakırsın dedi.
istediğimi elde etmiştim. sen kaşındın laz bakkal...**