tabii ki her durumda, her anda empati beklenemez insanoğlundan. yeri, zamanı, hatta acıma duygusunun yoğunlaştığı anlarda vardır ancak bu.
sağda solda, televizyonda birini görürsünüz, kötü bir durumdadır; empati kurarsınız. elinizden geliyorsa yardım edersiniz; gelmiyorsa önce dua*, sonra da sükredersiniz.*
ama kötülüğe paralel empati kurulmaz; en azından din, dil, ırk, vatan, millet, gelenek, namus açısından.* empati kurmak, sonuçta zıtlığa inanmak ya da hak vermek demektir.
her şey insanlar için, muhakkak. ama insanlar asla ve asla canının yandığı noktada empati kuramaz.
kuranlar nasıl mı kurar? dilde kurar, kalemde kurar; başkasının yanan canı üzerine kurar en şehvetli empatisini. ister inanın, ister inanmayın maksat muhabbettir. ta ki kendi canı yanana ve bir başkası onun üzerinden prim yapana kadar...