yıllar sonra ilk aşkını görmek

entry42 galeri
    2.
  1. şaşkınlıktan el ayak birbirine karışır. gülümsetir, kimi zaman ağlatır...
    ...
    deniz kenarında, tahta masaları ve ufak tabureleri olan bir çay bahçesine attı yorgun bedenini. rüzgar ılık, hava sıcak, elleri soğuktu. karşıdan yüzüne bakan esmer çocuktan bir orta kahve istedi. az sonra, kırmızı beyaz kareli masa örtüsü üzerine dizildi acemice, istedikleri; ufak beyaz fincan, içinde orta kahve, yanında iki minik kuş lokumu, aceleyle çalkalandığı her halinden belli, üzerinde damlacıklar olan bir bardak ve alüminyum kapaklı cam şişe içinde serin su.

    yalnızdı, yorgundu, üstelik elleri de soğuk. az önce terketmiş, az önce sevişmiş, az önce ölüp gitmiş gibi. kahvesinden bir yudum aldı, kuş lokumu, zehir zemberek küfürle dolu ağzını tatlandırdı. bir sigara yaktı sol eli, çakmağı bırakıp su şişesine uzandı. çocukluğundaki gibi kapağı açmadan üzerini tırnaklarıyla düzleştirdi önce, sonra yavaşça sıyırdı alüminyumu. bardağı önüne doğru çekti ağır ağır ve yarıya kadar doldurdu serin suyla. derken bir ses duyuldu deniz tarafından. kafasını kaldırıp sesin geldiği yöne doğru baktığında "o"nu gördü. yıllar önce, bu ufak sahil kasabasında, yıkık bir duvar dibinde öptüğü ilk aşkını. dudağının kenarında minik bir gülümseme, olduğu yerde öylece kalakaldı. sigara külü düştü masa örtüsüne, yaktı, deldi geçti olduğu yeri. kahve fincanı içinde telve, fal yazmakla meşgul, kuş lokumu yetim kaldığına ağlamaktaydı.

    kıpırdayamadı. nefessiz kaldı. zaman durdu. ağzında zehir zemberek küfürler, şişeye uzandı elleri. bir yudum içti soğuk sudan ve yuttu küfürlerini... herşeyi unuttu. hemen sonra yarıya kadar doldurduğu bardağın boş tarafına takıldı gözleri...
    ...
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük