evet, tiranlık dönemi vardı, oligarşi vardı, dayatma vardı, faşizm vardı.
ancak bunlar yüzyıllar öncesindeydi.
aynen allah ve onun yüce addedilen best seller kitabı kuran'ın yüzyıllar öncesini temsil etmesi ve çağdışı olması gibi...
günümüzde eleştirilmeyen bir şey, bir kavram, bir tanım yok.
öyleyse niçin allah hâlâ tabu? çok mu mükemmel, çok mu kusursuz, çok mu sorunsuz, çok mu rafine? "hayır, tabii ki kusursuz değil" dediğinizi duyar gibi oluyorum. ama korkuyorsunuz ve her alanda olduğu gibi bu eleştiri devriminde de bir öndere ihtiyacınız var.
öyleyse allah'ın "isyan edenlerdensin" yaftasını bana da yapıştırmasını göze alarak ilk hatasını yüzüne vuruyorum ve soruyorum:
"dünyayı altı günde yarattım" deyip gerindin, övündün, kibir yaptın. peki altı milyar yılda altı gün çalışıp sonra emekli olmak; kullarını sırça köşklerden izleyip onların çoğu hatalarına kahkahalarla gülmek (bunu kendi yazdığı kitaplarda söylüyor) adalete sığar mı? hele hele senin "ilahi adalet" dediğin kavramı nasıl eğip bükelim ki bu tembelliğine kurtarıcı bir yol açalım?
"ben üstünüm, ben bir numarayım, tembellik etsem de kimse bana dokunamaz, herkes söylediklerimi harfiyen yerine getirip hesabını vermek zorundadır." ilahi adalet bu mudur?