elde sigara ağır adımlarla otobüse ilerlerken durağa doğru bir anlık göz ucuyla bakıldığı anda durakta duran otobüsün arkasında bulunan küçücük noktadaki numaranın * ne hikmetse o an binmem gereken otobüs olması beraberinde bir sorgulama getirir;
sigarayı atayım ziyan mı olsun?
mesafe benim koşup yakalayacağım bir mesafe mi?
koşsam yakalar mıyım?
Tam o anda içindeki üsein * ortaya çıkar ve kimseye aldırış etmeden koşarsın koşarsın dalağın acısını hissedemez olursun ama yine de durmazsın. kan ter içinde kalırsın ve o anda ne yakaladığın otobüsün önemi kalır ne de kaçan otobüsün, tek düşündüğün biraz önce kendi 100 metre dünya rekorunu 0.06 salise geliştimiş olmanın verdiği hazdır.
dipnot: ben en çok bunu seviyorum yoksa otobüs bahane. sırf bu duyguyu yaşamak için evden 11 sn geç çıkıyorum arada.