biz ki, inanıyoruz diyip inanmadık. düşünüp sual etmedik rabbimizi...
bu sıralar sıkça zihnimi kurcalayan sözler bunlar. aklımdan geçenleri güzel bir şekilde açıklayan bu cümlelere ulak filminde rastlamıştım...
rabbimi sual ettikçe karşılaştıklarım gün geçtikçe sağlamlaştırıyor inancımı...
hac ibadetinin insanın enerji bedenindeki etkisi, namaz kılmanın insanı adeta meditasyon yapmış gibi rahatlatması vb. gerçekler kanıt isteyen bünyelere tokat gibi çarpmakta...
kurban konusunda ise şöyle bir bilgi aktarmak istiyorum...
insan dnasındaki saldırganlık, vahşet hepimizin malumu. habil ile kabilden beridir süregelen kan dökme eğilimi hepimizin genlerinde mevcut. yaradılışa inanmayan darwinci kardeşlerim, siz de froudun bu konuyla ilgili araştırmalarını falan okuyun, saldırganlık ve cinsellik eğilimine değinmiş. kur'an-ı kerim e değil ona inanırsınız çünkü siz.
amacım islamiyetin bilim ve mantık dini olduğunu anlatabilmek. başka da bir amacım yok. az önce bahsi geçen şiddet eğilimini baskılamak için bir yöntemdir kurban kesmek. o kanın aktığını görmek, bu yöndeki dürtüleri fazla olan kişilerin nefsini köreltir bir nebze... bakın tek sebebi budur demiyorum, korkan mülayim insanlar da bakmasınlar kurbana ama bir de bu açıdan düşünün kurban kesmek ibadetini... belki o zaman insanlar sevgililerini kesmez, okul arkadaşlarına silahlarla saldırmaz...