cemaatci unsurların belli yollarla ve katakullilerle adam toplama biçimdir. ayrıntılı bir biçimde verelim ne nedir;
Ağabey: Fethullahçı eğitmen, yol gösterici. insanları cemaate çekmeye, cemaati hoş göstermeye çalışan kişi. Temel Fethullahçı birim.
Abla: Kadınlar arasında ağabeylerin rolünü üstlenen kişi veya kişiler.
Şakirt- Şakirde: Çırak, talebe çömez gibi anlamları vardır. Ağabey ve ablaların yetiştirdiği Fethullahçılara denir. Olgunlaştıklarında o artık şakirt oldu denilir. Her ağabey ve abla da bir üstündeki emir aldığı kişiye göreşakirt ya da şakirdedir.
Ağabeylik-Ablalık: Hiyerarşi sisteminin kod adları.
ilgilenmek: Ağabeylerin önceden belirlenmiş insanlara yakınlık göstererek, arkadaş olarak onları çeşitli yollarla Fethullahçılığa dâhil etmesidir. Bu yollar ilgilenilen kişiye, yere ve zamana göre faklılık gösterir. Diğer adı kafalamaktır.
Hizmet: Özelinde Fethullahçılığın, genelinde Nurculuğun cemaat içindeki adı.
Dershane: Fethullahçı yapılanmanın evleri. Buralar dışarıya üniversiteli talebelerin kaldığı evler olarak tanıtılır. Diğer adları Işık Evi ya da Nur Evidir. Kaynağını sahabe devrindeki ibn-i Erkan evlerinden aldığı söylenir. Fethullah Gülene göre kapılarına kilit vurulmuş zaviyelerin, kışlaların, tekkelerin görevini yapan evlerdir. Bu evlere giriş ve çıkışlar mümkün olduğunca gizlilik içinde yapılır. Işık evlerinden sorumlu bir ev imamı vardır. Bu imamlar 6 ayda veya 1 yılda değişir. Evin maddi girdisi ve çıktısıyla ilgilenir yukarıdaki imamlara rapor verir. Bu evlerde genelde 4-5 kişi yaşar. Umumiyetle kiralanır. Fethullah Gülene göre bu evler Işık Süvarilerinin Kışlalarıdır. Fethullah Gülen bu evlerde yetişmeden, sabırla pişip olgunlaşmadan yapılan her işin ham hayal olduğunu savunur.
iaşe: Evlerin giderleri için toplan para.
Hocaefendi: Fethullah Gülen. Amerika’daki mübarek zatda denir. Kesinlikle adı-soyadı ile hitab edilmez. Bu büyük saygısızlık kabul edilir. Eskiden kullandığı takma adları Abdülfettah Şahin ve Hikmet Işıktır. Altında üç yıldız ( * * * ) olan yazılar da kendisine aittir.
Üstad: Bediüzzaman Said Nursi.
Büyük Ağabeyler: Adları örgütün alt kadrolarının sık duymadığı fakat üsttekilerin çok iyi bildiği bazı isimlerdir. Başlıcaları: ismail Büyükçelebi, Latif Erdoğan, Abdullah Aymaz (ismail Yediler ya da Safvet Senih), Hüseyin Gülerce, Alaaddin Kaya, Ali Bayram, Harun Tokak, Ekrem Dumanlıdır.
Ders Çalıştırma: Öğrencileri evlere çekmek için başvurulan en temel ve vazgeçilmez yöntem.
Sohbet: Haftada bir, aynı gruptaki, çoğu arkadaş ve birbirini getiren kişilerin evlerde toplanarak bir vaiz eşliğinde dini, güncel, politik konuları daha çok monolog olarak tartışmasıdır. Yarım saat ile bir saat arasında, genellikle Fethullah Gülenin kitaplarından parçalar okuyan sohbet abisi sohbetin bitiminde katılanların birbiri ile kaynaşması için şakalar, takılma yollu münasebetler kurar. Daha sonra çay içilir, futbol ve malayani başka konular etrafında ortama şerbet verilir. Toplantının kod adı çay içmektir.
istişare: Sohbette istenilen verimi sağlayan kişiler bir üst kurul olan ve yine haftada bir toplanan bu toplantılara çağırılır. Kimin kaç kişi daha getireceğinden, getirilen arkadaşların ilerleme seviyesine, burada bulunmayan kişilere nasıl davranılması gerektiğine kadar istişare abisinin açık açık anlattığı yerdir. Ciddi bir ortamdır. Bir üst birimden gelen emirler buradaki insanlara aktarılır ve haftaya kadar bunları yapması istenir.
Tedbir: Cemaate zarar gelmesini engelleyici her tülü yol. Ortamın bir savaş ortamı olduğu vurgusu sık sık yapılır. Bu sebeple cemaat üyeleri hile mübahtır felsefesiyle hareket ederler. Bu doğrultuda gerekiyorsa yalan söyleme dâhil her yol açıktır. Evlerden teker teker çıkmaktan, kitapları insanlar fark etmesin diye ciltlemeye, gerekirse en usturuplu yalanları söylemeye kadar her şey tedbir dairesi içinde mütalaa edilebilir.
Maç: Aynı sohbet grubundaki kişilerin kaynaşması amacıyla yapılan halı saha maçlarıdır. Haftada bir yapılır.
Gezi: istişarelerde yukarıdan verilen emirler doğrultusunda bazen orman içine, bazen deniz kenarına, bazen tarihi yerlere, bazen de hamam veya uzaktaki bir lokantaya yapılan toplu gezilerdir.
Keyfiyet: Sohbet abisi ya da istişare abisinin grubundan istediği haftalık yapılacaklar listesidir. Listede oruç tutmak, Hocaefendi kitaplarından en az belli sayıda sayfa okumak, Risalelerden en azı belirlenmiş sayfalar okumak, Kuran-ı Kerimden yine en azı önceden belirlenmiş sayfalar okumak gibi manevi sayılabilecek işler yanında maddi faaliyetlere de yer verilir. Bunlar ise Sızıntı abonesi yapmak, Zaman abonesi yapmak, Fethullah Gülenin kaset ve kitaplarını ücretsiz olarak eşe dosta dağıtmak gibi faaliyetlerdir. Verilen bir nevi çeteledir.
Risale: Risale-i Nurun kısaltmasıdır. Kırmızı kitap da denir.
Müspet: Kelime, Fethullahçı bir zihnin kafasındaki kesin ayrımı ifade eder. Buna göre; Fethullahçı olan herkes müspettir. Ayrıca geniş dairede, ağabeylerden gelen(yani Fethullahtan) bilgiler ve yönlendirmeler doğrultusunda başka cemaatlere mensup kişiler de bu tanımlamaya zaman zaman girer. Ama burada önemli olan müspet olmayanların durumudur. Onlar solcu, komünist gibi tanımlamalarla müspet kimselerden kesin bir ayrımla ayrılırlar. Bu ayrım siyahla beyaz kadar nettir.
Solcu: Müspet kelimesinin karşıt anlamlısıdır. Eğer bir kişi bu tanımlamaya girmişse ona karşı tüm örgüt ortak bir tavır takınır. Bilenler bilmeyenlere bu bilgiyi(tanımlamayı) derhal iletirler. Örgüt, bu yaftayı yapıştırdığı insanlarla en hafifinden ilişkisini keser, ilerisinde ise akla hayale gelmedik yöntemlerle o kişiyi tüketmeye, bitirmeye, silmeye çalışır. Tabirin eş anlamlıları; komünist, kom gibi kelimelerdir.
Esnaf Ağabey: Okumayan, daha çok küçük ya da orta ölçekteki işyeri sahibi sohbetlere devam eden kişi.
Mütevelli Ağabey: Esnaf Ağabeyin istişarelere katılmaya hak kazanmış ve sorumluluk yüklenmiş, bu anlamda işi bilen sınıfına yükselmiş hali. Para ve her türlü maddi-manevi desteğini esirgemeyecek hale getirilmiş insan.
Gazete: Zaman Gazetesi. Örgütün temel yayın organı. Tirajının cemaat içinde ayrı bir önemi vardır.
Sızıntı: Dergi faaliyetlerinin en önemli sac ayağı. isteyen istemeyen, abone olan olmayan, herkese ama herkese ulaştırılması istenir. Yılbaşına yakın abonelik koçanları gelir. Herkesin sayısı bazen binlere varabilecek şekilde abone kazandırması beklenir.
imam: Faaliyetlerden sorumlu kişi. Yetki alanı bir üstü tarafından belirlenmiş yürütme işinin temel birimi. Her evden sorumlu olan kişi bir ev imamıdır. Yine her semtden, her bölgeden, her büyük bölgeden, her okuldan, her devlet dairesinden, her istişareden, her sohbetten sorumlu olan bir imam mutlaka vardır.
Kolejler: Fethullahçı özel okullardır. Cemaat içindeki insanlardan çocuklarını buralara göndermeleri özellikle istenir. Hatta okulların tanıtım faaliyetlerine katılmaları beklenir. Bu okullardan bazıları& Nilüfer, Fatih, Samanyolu, Yamanlar ve Serhat kolejleridir.
Müceddit: Peygamberden sonra her asırda geldiğine inanılan din âlimi. Said Nursinin mücedditliği tartışılmaz bir hakikat olarak evlere gelenlere anlatılır. Fethullah Gülenin de böyle olduğu da bazen gizli, bazen de açıkça vurgulanır.
Hidayet: Fethullahçılığa erenlere, durumu kabul edip itaat edenlere yakıştırılan, anlamına bu yönde özel bir anlam yüklenmiş bir sıfattır. Bu özel yüklenen anlam, gerçek anlamının ötesinde psikolojik olarak kalıntı bırakma ve çağrışım yoluyla kafaların elde edilmesinde kullanılır. Bir kişiden nefret bile edilse Allah hidayete erdirsindenilerek bilinçli ve son derece ince bir hesap güdülerek bir anlamda ilk tohumlar atılır. Bu, insanların düşmandansa en azından sempatizan ya da etkisiz eleman olarak kalmalarına da bir kapı açmaktır.
irtibat: Dar anlamıyla Fethullahçı olan herkesin düzenli olarak birbiri ile irtibatta olması beklenir. Sohbetler, istişareler, maçlar, geziler hep bu amaçladır. Ağabeyler ve ablalar ilgilendikleri kişilerin evlerine, iş yerlerine sık olmasa da ziyaretler gerçekleştirirler. Telefon açmalar, kısa mesajlar, e-mailler ile hep hatırda tutuldukları vurgulanır. Bu anlamda örgüt kişileri çok zor gözden çıkarır. Hele o kişi örgütün ilerlemesi için gerekli olan para, maddi- manevi güç, başarı gibi vasıflara haiz ise irtibat asla koparılmak istenmez. Bu kelimenin geniş anlamı da herkesle olan münasebetleri işaret eder. Herkesle bir gün faydalanmak gerekçesiyle iyi ilişkiler kurulur.
Şer Odakları: Bunların en başında Türk Silahlı Kuvvetleri gelir. Daha sonra o günün şartlarına göre Fethullahçılıkla uğraşan gerçek ve tüzel kişilerin tamamı bu sınıflamaya girer. Tabirin eş anlamlıları solcu, komünist ve duruma göre de ateistdir. Kamuoyunda da bizimle komünistler uğraşır ancak” diye toplu şartlandırmalar yapılır.
Beton Kemal: Gazi Mustafa Kemal Paşaya takılan adlardan biri. Diğerleri de ;Musti, Kefere, Deccal, Öküz Aleyhisselam, Öküz Kemal, Kemal Ağadır.
ilim: Bilinen manadaki bilimden farklıdır. insanı Allahı bilmeye, tanımaya götüren pozitivist olmayan bilgidir. Fethullahçılara göre bilim yanılır ama ilim asla yanılmaz.
Maklube: Fethullahçıların özel yemeği. Tencerede pişirilir. Katmanlar halinde pirinç pilavı, patates ve et ile yapılıp tencerenin bir tepsiye ters çevrilmesiyle devam edilir. Ortasında bu yemek bulunan tepsinin kenarlarına doğru, ışınsal şekilde yoğurt ve salata eklenip tekrarlanarak servis edilir. Yemeğin içine konan 2 ya da 3 adet nohut tanesinin kime çıktığına bakılarak Güllüoğlundan tatlı ısmarlaması beklenir. Anlaşılacağı gibi kaynaştırıcı ve paylaşımı ön plana çıkaran bir nevi merasimdir.
Himmet: Toplu para toplama merasimi. Genellikle ABD&den gelen ve ayağının tozuyla sohbet veren bir önemli abi”nin vaizliğinde gerçekleşen “dokunaklı ve gözyaşı yüklü” bir sohbet sonrası katılımcılardan herhangi bir makbuz, belge karşılığı olmaksızın para toplandığı törenvari toplantılar. Bu toplantılarda gelecek dönemde verilecek paraların da sözü alınır.
TÖV: Örgütün yayınevlerinden birinin adıdır.TÖVden okumak ya da TÖV okumak” diye bahsedilen ise Fethullah Gülenin kitaplarını okumaktır.
Gönül Eri: Fethullah Güle;in ;ağabey tanımıdır. Muhabbet fedaisi, kalp insanı, hizmet eri, ışık eri, ışık süvarisi gibi başka tanımlamaları da hep bu kişileri işaret eder.
Altın Nesil: Fethullah Gülen’in tasvirlerinde Ağabey: Fethullahçı eğitmen, yol gösterici. insanları cemaate çekmeye, cemaati hoş göstermeye çalışan kişi. Temel Fethullahçı birim.
Sohbet: Haftada bir, aynı gruptaki, çoğu arkadaş ve birbirini getiren kişilerin evlerde toplanarak bir vaiz eşliğinde dini, güncel, politik konuları daha çok monolog olarak tartışmasıdır. Yarım saat ile bir saat arasında, genellikle Fethullah Gülen’in kitaplarından parçalar okuyan “sohbet abisi” sohbetin bitiminde katılanların birbiri ile kaynaşması için şakalar, takılma yollu münasebetler kurar. Daha sonra çay içilir, futbol ve malayani başka konular etrafında ortama şerbet verilir. Toplantının kod adı “çay içmek”tir.
istişare: Sohbette istenilen verimi sağlayan kişiler bir üst kurul olan ve yine haftada bir toplanan bu toplantılara çağırılır. Kimin kaç kişi daha getireceğinden, getirilen arkadaşların ilerleme seviyesine, burada bulunmayan kişilere nasıl davranılması gerektiğine kadar “istişare abisi”nin açık açık anlattığı yerdir. Ciddi bir ortamdır. Bir üst birimden gelen emirler buradaki insanlara aktarılır ve haftaya kadar bunları yapması istenir.
Tedbir: Cemaate zarar gelmesini engelleyici her tülü yol. Ortamın bir savaş ortamı olduğu vurgusu sık sık yapılır. Bu sebeple cemaat üyeleri “hile mübahtır” felsefesiyle hareket ederler. Bu doğrultuda gerekiyorsa yalan söyleme dâhil her yol açıktır. Evlerden teker teker çıkmaktan, kitapları insanlar fark etmesin diye ciltlemeye, gerekirse en usturuplu yalanları söylemeye kadar her şey “tedbir dairesi” içinde mütalaa edilebilir.
Maç: Aynı sohbet grubundaki kişilerin kaynaşması amacıyla yapılan halı saha maçlarıdır. Haftada bir yapılır.
Gezi: istişarelerde yukarıdan verilen emirler doğrultusunda bazen orman içine, bazen deniz kenarına, bazen tarihi yerlere, bazen de hamam veya uzaktaki bir lokantaya yapılan toplu gezilerdir.
Keyfiyet: Sohbet abisi ya da istişare abisinin grubundan istediği haftalık yapılacaklar listesidir. Listede oruç tutmak, Hocaefendi kitaplarından en az belli sayıda sayfa okumak, Risalelerden en azı belirlenmiş sayfalar okumak, Kuran-ı Kerim’den yine en azı önceden belirlenmiş sayfalar okumak gibi manevi sayılabilecek işler yanında maddi faaliyetlere de yer verilir. Bunlar ise Sızıntı abonesi yapmak, Zaman abonesi yapmak, Fethullah Gülen’in kaset ve kitaplarını ücretsiz olarak eşe dosta dağıtmak gibi faaliyetlerdir. Verilen bir nevi çeteledir.
Risale: Risale-i Nur’un kısaltmasıdır. “Kırmızı kitap” da denir.
Müspet: Kelime, Fethullahçı bir zihnin kafasındaki kesin ayrımı ifade eder. Buna göre; Fethullahçı olan herkes müspettir. Ayrıca geniş dairede, ağabeylerden gelen(yani Fethullah’tan) bilgiler ve yönlendirmeler doğrultusunda başka cemaatlere mensup kişiler de bu tanımlamaya zaman zaman girer. Ama burada önemli olan müspet olmayanların durumudur. Onlar “solcu, komünist, kom…” gibi tanımlamalarla müspet kimselerden kesin bir ayrımla ayrılırlar. Bu ayrım siyahla beyaz kadar nettir.
Solcu: Müspet kelimesinin karşıt anlamlısıdır. Eğer bir kişi bu tanımlamaya girmişse ona karşı tüm örgüt ortak bir tavır takınır. Bilenler bilmeyenlere bu bilgiyi(tanımlamayı) derhal iletirler. Örgüt, bu yaftayı yapıştırdığı insanlarla en hafifinden ilişkisini keser, ilerisinde ise akla hayale gelmedik yöntemlerle o kişiyi tüketmeye, bitirmeye, silmeye çalışır. Tabirin eş anlamlıları; komünist, kom gibi kelimelerdir.
Esnaf Ağabey: Okumayan, daha çok küçük ya da orta ölçekteki işyeri sahibi sohbetlere devam eden kişi.
Mütevelli Ağabey: Esnaf Ağabey’in istişarelere katılmaya hak kazanmış ve sorumluluk yüklenmiş, bu anlamda “işi bilen” sınıfına yükselmiş hali. Para ve her türlü maddi-manevi desteğini esirgemeyecek hale getirilmiş insan.
Gazete: Zaman Gazetesi. Örgütün temel yayın organı. Tirajının cemaat içinde ayrı bir önemi vardır.
Sızıntı: Dergi faaliyetlerinin en önemli sac ayağı. isteyen istemeyen, abone olan olmayan, herkese ama herkese ulaştırılması istenir. Yılbaşına yakın abonelik koçanları gelir. Herkesin sayısı bazen binlere varabilecek şekilde abone kazandırması beklenir.
imam: Faaliyetlerden sorumlu kişi. Yetki alanı bir üstü tarafından belirlenmiş yürütme işinin temel birimi. Her evden sorumlu olan kişi bir “ev imamı”dır. Yine her “semt”den, her “bölge”den, her büyük bölgeden, her okuldan, her devlet dairesinden, her istişareden, her sohbetten sorumlu olan bir “imam” mutlaka vardır.
Kolejler: Fethullahçı özel okullardır. Cemaat içindeki insanlardan çocuklarını buralara göndermeleri özellikle istenir. Hatta okulların tanıtım faaliyetlerine katılmaları beklenir. Bu okullardan “bazıları”: Nilüfer, Fatih, Samanyolu, Yamanlar ve Serhat kolejleridir.
Müceddit: Peygamberden sonra her asırda geldiğine inanılan din âlimi. Said Nursi’nin mücedditliği tartışılmaz bir hakikat olarak evlere gelenlere anlatılır. Fethullah Gülen’in de böyle olduğu da bazen gizli, bazen de açıkça vurgulanır.
Hidayet: Fethullahçılığa erenlere, durumu kabul edip itaat edenlere yakıştırılan, anlamına bu yönde özel bir anlam yüklenmiş bir sıfattır. Bu özel yüklenen anlam, gerçek anlamının ötesinde psikolojik olarak kalıntı bırakma ve çağrışım yoluyla kafaların elde edilmesinde kullanılır. Bir kişiden nefret bile edilse “Allah hidayete erdirsin” denilerek bilinçli ve son derece ince bir hesap güdülerek bir anlamda ilk tohumlar atılır. Bu, insanların düşmandansa en azından sempatizan ya da etkisiz eleman olarak kalmalarına da bir kapı açmaktır.
irtibat: Dar anlamıyla Fethullahçı olan herkesin düzenli olarak birbiri ile irtibatta olması beklenir. Sohbetler, istişareler, maçlar, geziler hep bu amaçladır. Ağabeyler ve ablalar ilgilendikleri kişilerin evlerine, iş yerlerine sık olmasa da ziyaretler gerçekleştirirler. Telefon açmalar, kısa mesajlar, e-mailler ile hep hatırda tutuldukları vurgulanır. Bu anlamda örgüt kişileri çok zor gözden çıkarır. Hele o kişi örgütün ilerlemesi için gerekli olan para, maddi- manevi güç, başarı gibi vasıflara haiz ise irtibat asla koparılmak istenmez. Bu kelimenin geniş anlamı da herkesle olan münasebetleri işaret eder. Herkesle bir gün faydalanmak gerekçesiyle iyi ilişkiler kurulur.
Şer Odakları: Bunların en başında Türk Silahlı Kuvvetleri gelir. Daha sonra o günün şartlarına göre Fethullahçılıkla uğraşan gerçek ve tüzel kişilerin tamamı bu sınıflamaya girer. Tabirin eş anlamlıları “solcu, komünist” ve duruma göre de “ateist”dir. Kamuoyunda da “bizimle komünistler uğraşır ancak” diye toplu şartlandırmalar yapılır.
Beton Kemal: Gazi Mustafa Kemal Paşa’ya takılan adlardan biri. Diğerleri de “Musti, Kefere, Deccal, Öküz Aleyhisselam, Öküz Kemal, Kemal Ağa”dır.
ilim: Bilinen manadaki bilimden farklıdır. insanı Allah’ı bilmeye, tanımaya götüren pozitivist olmayan bilgidir. Fethullahçılara göre bilim yanılır ama ilim asla yanılmaz.
Maklube: Fethullahçıların özel yemeği. Tencerede pişirilir. Katmanlar halinde pirinç pilavı, patates ve et ile yapılıp tencerenin bir tepsiye ters çevrilmesiyle devam edilir. Ortasında bu yemek bulunan tepsinin kenarlarına doğru, ışınsal şekilde yoğurt ve salata eklenip tekrarlanarak servis edilir. Yemeğin içine konan 2 ya da 3 adet nohut tanesinin kime çıktığına bakılarak “Güllüoğlu”ndan tatlı ısmarlaması beklenir. Anlaşılacağı gibi kaynaştırıcı ve paylaşımı ön plana çıkaran bir nevi merasimdir.
Himmet: Toplu para toplama merasimi. Genellikle ABD’den gelen ve ayağının tozuyla sohbet veren bir “önemli abi”nin vaizliğinde gerçekleşen “dokunaklı ve gözyaşı yüklü” bir sohbet sonrası katılımcılardan herhangi bir makbuz, belge karşılığı olmaksızın para toplandığı törenvari toplantılar. Bu toplantılarda gelecek dönemde verilecek paraların da sözü alınır.
TÖV: Örgütün yayınevlerinden birinin adıdır. “TÖV’den okumak ya da TÖV okumak” diye bahsedilen ise Fethullah Gülen’in kitaplarını okumaktır.
Gönül Eri: Fethullah Gülen’in “ağabey” tanımıdır. “Muhabbet fedaisi, kalp insanı, hizmet eri, ışık eri, ışık süvarisi” gibi başka tanımlamaları da hep bu kişileri işaret eder.
Altın Nesil: Fethullah Gülen’in tasvirlerinde “bir eli Kuran’da, bir eli bilgisayarda olan” diye de bahsettiği, kendisinin izinde yürüyen ağabeyler-ablalar topluluğu. Diğer adı “Beklenen Nesil”dir.
Başyüceler: Fethullah Gülen’in “en iyi gönül eri” tanımına girenler.
Talihsiz Dönem: Fethullah Gülen’in Cumhuriyet Türkiye’sine taktığı isimlerden biridir. Diğerlerini de “karanlık ya da upuzun hicranlı dönem” diye kitaplarında bol bol kullanır.
Karşı Cephe: Fethullah Gülen’in önceleri laik kesim için kullandığı, şimdilerde kendisine karşı olan herkesi dâhil ettiği insanlardır. Sık sık aynı anlamlı olarak “hasım cephe” tanımını da kullanır.
Karşı Cepheye Aksiyoner Tavır Almamak: Bu cümle çok önemlidir. Çünkü Fethullah Gülen’in burada 1950′li yıllara atıfta bulunarak Said-i Nursi’yi “karşı cepheye aksiyoner tavır almamak” gerekçesiyle üstü kapalı eleştirir. “…50′li yıllardan bu yana tam 40–45 yıl geçmiştir. O dönemde, 10 yaşında olanlar, şayet mevsimi geldiğinde üniversite okusalardı, şimdi zirvelerde ya da zirveleri zorlayan konumlarda olacaklardı. 20 yaşında olanlar 60–65 yaşında olacaklardı ki bu da onların başbakanlar, reis-i cumhurlar seviyesinde en olgun dönemlerini yaşıyor olmaları demekti” ifadesi ile devleti diğer önemli mevkileriyle en üst düzeyde ele geçirmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır.
Maarif: Fethullah Gülen’in çok önem verdiği Milli Eğitim Teşkilatı. Fethullah Gülen burayı ele geçirilmesi ve elde tutulması çok önemli kalelerden biri olarak sayar.
Mabede Giden Yolların Kapatıldığı Zaman Dilimi: Fethullah Gülen’in Atatürk ve ismet inönü dönemini kastettiği zaman aralığı.
Makam Ve Mevki: Fethullah Gülen’in başta devlet kademeleri olmak üzere öncelikli hedefidir. Bu bir ilk hedeftir. Tamamı tüm devleti, tüm kurumları, tüm dış devletleri ve dünyayı ele geçirmektir. Buna göre; makamlar öncelikli, kişiler ikinci plandadır. Bu nedenle kişiler makamlara tercih edilmekte ve gerekirse ya da herhangi bir nedenle güç durumda kalındığında kişiler feda edilerek yerlerine hazır tutulan kendilerinden olan kişilerin getirilmesi için yoğun çaba sarf edilmektedir. Mümkün olmaması halinde mevcut bürokrat ya da siyasetçilere hoş görünmek suretiyle kendi tabirleriyle ‘Kullanabildiğin sürece ya da sana zarar vermeyecekse istifade et’ taktiği ile yönetim kademelerini kontrol altında tutmaya çalışmaktadırlar.
Kandan irinden Deryaları Geçmek: Fethullah Gülen’in yazılarında ve vaazlarında sık sık kullandığı bu tabir adeta bir slogandır. Tam cümle şudur “Hizmet insanı gönül verdiği dava uğrunda; kandan, irinden dar yolları, deryaları geçip gitmeye azimli ve kararlı; varıp hedefine ulaştığında da sahibine verecek kadar olgun ve yüce yaratıcıya edepli ve saygılı, muvaffakiyetinden ötürü alkışlayacağı kimseleri de putlaştırmayacaktır”. Görüldüğü gibi hem mücadelenin tarzını anlatmakta, hem de lidere tabi olmak suretiyle ondan “irşad” ve emir beklemeyi telkin ettiği açıkça ortadadır.
irşad: Adam kafalamanın, ilgilenmenin en kibar ve akademik söylemidir. Burada da sözcüğe asıl anlamının üstünde özel bir anlam yüklenmiştir. Kastedilen “irşad” şahısların Fethullahçılık yoluna yöneltilmeleridir.
Tebliğ: irşad gibi anlamına ek bir anlam yükleyerek kullanılan bir diğer tabirdir. Burada da ek anlam gerçek anlamın ötesindedir. Yani kastedilen Fethullah Gülen’in mesajının duyurulmasıdır. Bu anlamda insanları Fethullahçılığa davettir.
Tesbihat: Vakit namazlarından sonra toplu olarak yapılan zikir ve dualardır. Cemaat içinde bunları ezbere bilmenin ayrı bir yeri vardır. Şakirtlikte ilerleyenlerin bunu ezbere bilmesi beklenir.
Şefkat Tokadı: Fethullahçı yapılanma içinde verilecek her türlü tavizin önüne geçmek için kullanılır. Buna göre Fethullahçılık faaliyetlerinde her türlü ihmal, verilen görevi savsaklama, başkaldırma durumlarında Allah uyarı olsun diye kulunu geçici bir süreliğine cezalandırır. Kişiden de bu mesajı alması ve haline çekidüzen vermesi beklenir. Fethullah Gülen bu durumu “Kutlu Nebi’nin davasına gönül vermiş zamanımızdaki hakikat yolcuları için de şefkat tokatları her zaman söz konusudur. Zamanımızda ise bu kudsî hamûleyi üzerine alanlar, bu nimetin şuurunda olarak, insanlık adına yaptıkları vazifelerinde ülfet, ünsiyet ve ihmale katiyen yer vermemelidirler. Aksi takdirde şefkat tokatlarının gelmesi kaçınılmaz olur.” şeklinde anlatır.
Allah Nurunu Tamamlayacaktır: Cümle bir Ayet-i Kerime’den alıntıdır(Saf 61/8). Tam şekli “Onlar ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek isterler. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” halindedir. Fethullah Örgütlenmesi morali bozulan elemanlarına ümit aşılamak ve davalarının ne kadar hak bir yol olduğunu anlatmak için sık sık bu ifadeyi telkin eder. Burada amaç “Siz Fethullahçılığa devam edin, gerisini merak etmeyin.” fikrini zihinlere yerleştirmektir.
Teheccüd: Gece uykudan kalkılarak kılınan namazdır. Bu konu ayrı bir önem arz eder. Evlerde bir gün bile kalınsa “teheccüd”e kalkılması misafirlerden çoğu zaman beklenen bir şeydir. Evlerde her gün kalkılmamasına rağmen, misafir olarak kalındığında çoğu zaman gece ibadetine kaldırılırsınız.
Kavmiyet Fikri: Bu deyiş kapalı olarak Türk milliyetçiliğini işaret eder. Milliyetçiliğin her türlüsü, ki buna Atatürk ilkelerinden biri olanı da dâhildir, nefretle karşılanır. Mücadele edilmesi gereken temel fikirlerden biri olarak telakki edilir. Ama gerektiğinde en öde giden milliyetçiler de yine Fethullahçılar olur. Fethullah Gülen bir anda karşımıza bayrağımızı dünyanın dört bir yanında dalgalandıran, Türkçenin tüm dünyada konuşulmasını sağlayan, Türkiye ve Türklük için ömrünü feda etmeye hazır, ölse bile bu topraklara gömülmek isteyen milli ve ulusalcı bir şahsiyet olarak çıkar.
Hicret: Fethullah Gülen’in yeni anlam yüklediği kavramlardan biri daha. Kavram Fethullah Gülen’in Amerika’ya gidişinden sonra çıkarılmıştır. Dinin Türkiye sınırları içinde rahatça yaşanamadığı, yayılamadığı bu sebeple başta Amerika olmak üzere çeşitli ülkelere göç etmek gerektiği mesajına dayanır. Gidilen ülkelerde çevreye karşı nasıl tavır alınacağı, neler yapılacağı, hepsi önceden kararlaştırılmıştır.
Amerika: Fethullah Gülen’e bağrını açmış bu toprakların örgüt içinde başka ve özel bir anlamı vardır. Fethullah Gülen’in “buralara gelin” çağrısıyla adeta ABD’ye gitmek en kutsal yerlere gitmek kadar önemlidir. Zaman gazetesinde, 4 Eylül 1997 tarihinde “inanmış bir insanin Batı karşısında, Batı’yla entegrasyon karşısında, Amerika’yla entegrasyon karşısında olması katiyen düşünülemez” şeklinde batı dünyasına nasıl tavır alınması gerektiği konusundaki söylemini tamamlayan şu sözleri de niyet belirtmesi açısından oldukça açıklayıcıdır “Amerikalılar istemezlerse kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar. Şimdi bazı gönüllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, Amerika ile çatıştığınız surece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz”. Ayrıca Fethullah Gülen’in “Dünya Gemisinin kaptanı” olarak nitelediği ABD’yle asla ters düşülmemesi gerektiğini de sık sık vurgular.
Hoşgörü-Diyalog-Huzur iklimi: Bu tabirler Fethullah Gülen’in örgütü dışarıya tanıtmak için kullandığı ve kullanılmasını istediği bir nevi ambalaj laflardır. Bu aynı zamanda örgütün çoğu kuruluşunda sloganlaşmış, amblemleşmiş bir felsefenin de çekirdeğini oluşturur. Bu felsefe diğer insanları mümkün olduğunca ürkütmemek, düşman kazanmamaktan başlayıp insanlardan cemaat için kazanılacak en üst faydalara kadar giden yolu gösterir. Örgütün temel savunma mekanizması ılımlı islam üzerinde durur. Örgüt kendini “Türkiye’nin adını duyuran, çocukları ve gençleri uyuşturucu, alkol gibi kötü alışkanlıklara düşmekten kurtaran, insanlara Allah sevgisi, iman aşılayan, radikal Müslümanlığın alternatifi” olarak tanıtmaktadır. Örgüt kendini asla “örgüt, tarikat, Fethullahçı” olarak tanıtmaz. Bir “gönüllüler hareketi, Asrın Dertli insanı’nın tavsiyelerini dinleyen yüce mefkûre insanları, Hocaefendi’nin irşadıyla hareket eden yüksek kametler” gibi tanımlamalar yapar. Tanımlardan da anlaşılacağı gibi bu izahların da hepsi Fethullah Gülen’e aittir.
Bazı Özel Kitaplar Ve işlevleri:
Kendini Arayan Adam(Halit Ertuğrul): Genellikle mütedeyyin olan ve Fethullahçılığa girmesi muhtemel herkese dağıtılan bir “ilk kitaptır”.
Düşün, Anla Ve Ağla(Vehbi Yıldız): “ikinci seviye” bir kitaptır. ilki kadar muteber değildir. ilkinden sonra gelen tepkiye bağlı olarak kitap yelpazesi de çeşitlenir.
Öğretmenin Not Defteri: Genelde ortaokul öğrencilerine yönelik bir ilk kitaptır.
Küçük Sözler(Said Nursi): Risale okumalarına başlangıç kitabıdır.
Gençlik Rehberi(Said Nursi): ikinci okunacak risaledir ve daha çok 25 yaş altına hitab eder.
irşad Ekseni(Vehbi Yıldız): Adam kafalamanın tüm kurallarının ve yöntemlerinin sistematik biçimde anlatıldığı profesyonelleşmiş şakirt kitabıdır.
Küçük Dünyam(Latif Erdoğan): Fethullah Gülen’in Latif Erdoğan’a yazdırdığı ve AD yayıncılıktan bastırdığı kitaptır. Kitabın özelliği Fethullahçıların yurtlarda, evlerde, üniversiteye hazırlık dershanelerinde bu kitapla imtihan edilmeleridir. Düzenlenen yarışmada “ilgili abi” yarışma sonucunda kazanana küçük bir hediye de verir.
Fethullah Gülen Kitapları: Ne kadar okunsa az gelen temel eserlerdir. Fethullah Gülen’in kendisinin bile “Asrın Getirdiği Tereddütler” serisini 98 kere okuduğu söylenir.
F. Gülen Hakkında Yazılan Kitaplar: Bunlar genellikle koliler halinde, hatta tonlarla ifade edilecek şekilde evlere gelir ve parasız olarak dağıtılması istenir. Bunlar o kadar çoktur ki dağıtılsa bile yine onlarca belki yüzlerce elde kalır. Tamamın farklı insanlara dağıtılması seneleri alır.;bir eli Kuranda, bir eli bilgisayarda olan diye de bahsettiği, kendisinin izinde yürüyen ağabeyler-ablalar topluluğu. Diğer adı Beklenen Nesil”dir.
Başyüceler: Fethullah Gülen;in en iyi gönül eritanımına girenler.
Talihsiz Dönem: Fethullah Gülenin Cumhuriyet Türkiyesine taktığı isimlerden biridir. Diğerlerini de karanlık ya da upuzun hicranlı dönem diye kitaplarında bol bol kullanır.
Karşı Cephe: Fethullah Gülenin önceleri laik kesim için kullandığı, şimdilerde kendisine karşı olan herkesi dâhil ettiği insanlardır. Sık sık aynı anlamlı olarak hasım cephe tanımını da kullanır.
Karşı Cepheye Aksiyoner Tavır Almamak: Bu cümle çok önemlidir. Çünkü Fethullah Gülenin burada 1950 yıllara atıfta bulunarak Said-i Nursiyikarşı cepheye aksiyoner tavır almamak” gerekçesiyle üstü kapalı eleştirir. li yıllardan bu yana tam 45 yıl geçmiştir. O dönemde, 10 yaşında olanlar, şayet mevsimi geldiğinde üniversite okusalardı, şimdi zirvelerde ya da zirveleri zorlayan konumlarda olacaklardı. 20 yaşında olanlar 65 yaşında olacaklardı ki bu da onların başbakanlar, reis-i cumhurlar seviyesinde en olgun dönemlerini yaşıyor olmaları demekti” ifadesi ile devleti diğer önemli mevkileriyle en üst düzeyde ele geçirmeyi amaçladığı anlaşılmaktadır.
Maarif: Fethullah Gülenin çok önem verdiği Milli Eğitim Teşkilatı. Fethullah Gülen burayı ele geçirilmesi ve elde tutulması çok önemli kalelerden biri olarak sayar.
Mabede Giden Yolların Kapatıldığı Zaman Dilimi: Fethullah Gülen’in Atatürk ve ismet inönü dönemini kastettiği zaman aralığı.
Makam Ve Mevki: Fethullah Gülenin başta devlet kademeleri olmak üzere öncelikli hedefidir. Bu bir ilk hedeftir. Tamamı tüm devleti, tüm kurumları, tüm dış devletleri ve dünyayı ele geçirmektir. Buna göre; makamlar öncelikli, kişiler ikinci plandadır. Bu nedenle kişiler makamlara tercih edilmekte ve gerekirse ya da herhangi bir nedenle güç durumda kalındığında kişiler feda edilerek yerlerine hazır tutulan kendilerinden olan kişilerin getirilmesi için yoğun çaba sarf edilmektedir. Mümkün olmaması halinde mevcut bürokrat ya da siyasetçilere hoş görünmek suretiyle kendi tabirleriyle ‘Kullanabildiğin sürece ya da sana zarar vermeyecekse istifade et; taktiği ile yönetim kademelerini kontrol altında tutmaya çalışmaktadırlar.
Kandan irinden Deryaları Geçmek: Fethullah Gülenin yazılarında ve vaazlarında sık sık kullandığı bu tabir adeta bir slogandır. Tam cümle şudur Hizmet insanı gönül verdiği dava uğrunda; kandan, irinden dar yolları, deryaları geçip gitmeye azimli ve kararlı; varıp hedefine ulaştığında da sahibine verecek kadar olgun ve yüce yaratıcıya edepli ve saygılı, muvaffakiyetinden ötürü alkışlayacağı kimseleri de putlaştırmayacaktır Görüldüğü gibi hem mücadelenin tarzını anlatmakta, hem de lidere tabi olmak suretiyle ondan irşad ve emir beklemeyi telkin ettiği açıkça ortadadır.
irşad: Adam kafalamanın, ilgilenmenin en kibar ve akademik söylemidir. Burada da sözcüğe asıl anlamının üstünde özel bir anlam yüklenmiştir. Kastedilen irşadşahısların Fethullahçılık yoluna yöneltilmeleridir.
Tebliğ: irşad gibi anlamına ek bir anlam yükleyerek kullanılan bir diğer tabirdir. Burada da ek anlam gerçek anlamın ötesindedir. Yani kastedilen Fethullah Gülenin mesajının duyurulmasıdır. Bu anlamda insanları Fethullahçılığa davettir.
Tesbihat: Vakit namazlarından sonra toplu olarak yapılan zikir ve dualardır. Cemaat içinde bunları ezbere bilmenin ayrı bir yeri vardır. Şakirtlikte ilerleyenlerin bunu ezbere bilmesi beklenir.
Şefkat Tokadı: Fethullahçı yapılanma içinde verilecek her türlü tavizin önüne geçmek için kullanılır. Buna göre Fethullahçılık faaliyetlerinde her türlü ihmal, verilen görevi savsaklama, başkaldırma durumlarında Allah uyarı olsun diye kulunu geçici bir süreliğine cezalandırır. Kişiden de bu mesajı alması ve haline çekidüzen vermesi beklenir. Fethullah Gülen bu durumu Kutlu Nebinin davasına gönül vermiş zamanımızdaki hakikat yolcuları için de şefkat tokatları her zaman söz konusudur. Zamanımızda ise bu kudsî hamûleyi üzerine alanlar, bu nimetin şuurunda olarak, insanlık adına yaptıkları vazifelerinde ülfet, ünsiyet ve ihmale katiyen yer vermemelidirler. Aksi takdirde şefkat tokatlarının gelmesi kaçınılmaz olur şeklinde anlatır.
Allah Nurunu Tamamlayacaktır: Cümle bir Ayet-i Kerimeden alıntıdır(Saf 61/8). Tam şekliOnlar ağızlarıyla Allahın nurunu söndürmek isterler. Hâlbuki kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.” halindedir. Fethullah Örgütlenmesi morali bozulan elemanlarına ümit aşılamak ve davalarının ne kadar hak bir yol olduğunu anlatmak için sık sık bu ifadeyi telkin eder. Burada amaç Siz Fethullahçılığa devam edin, gerisini merak etmeyin. fikrini zihinlere yerleştirmektir.
Teheccüd: Gece uykudan kalkılarak kılınan namazdır. Bu konu ayrı bir önem arz eder. Evlerde bir gün bile kalınsa teheccüde kalkılması misafirlerden çoğu zaman beklenen bir şeydir. Evlerde her gün kalkılmamasına rağmen, misafir olarak kalındığında çoğu zaman gece ibadetine kaldırılırsınız.
Kavmiyet Fikri: Bu deyiş kapalı olarak Türk milliyetçiliğini işaret eder. Milliyetçiliğin her türlüsü, ki buna Atatürk ilkelerinden biri olanı da dâhildir, nefretle karşılanır. Mücadele edilmesi gereken temel fikirlerden biri olarak telakki edilir. Ama gerektiğinde en öde giden milliyetçiler de yine Fethullahçılar olur. Fethullah Gülen bir anda karşımıza bayrağımızı dünyanın dört bir yanında dalgalandıran, Türkçenin tüm dünyada konuşulmasını sağlayan, Türkiye ve Türklük için ömrünü feda etmeye hazır, ölse bile bu topraklara gömülmek isteyen milli ve ulusalcı bir şahsiyet olarak çıkar.
Hicret: Fethullah Gülenin yeni anlam yüklediği kavramlardan biri daha. Kavram Fethullah Gülenin Amerikaya gidişinden sonra çıkarılmıştır. Dinin Türkiye sınırları içinde rahatça yaşanamadığı, yayılamadığı bu sebeple başta Amerika olmak üzere çeşitli ülkelere göç etmek gerektiği mesajına dayanır. Gidilen ülkelerde çevreye karşı nasıl tavır alınacağı, neler yapılacağı, hepsi önceden kararlaştırılmıştır.
Amerika: Fethullah Gülen;e bağrını açmış bu toprakların örgüt içinde başka ve özel bir anlamı vardır. Fethullah Gülen;in ;buralara gelin çağrısıyla adeta ABDye gitmek en kutsal yerlere gitmek kadar önemlidir. Zaman gazetesinde, 4 Eylül 1997 tarihinde inanmış bir insanin Batı karşısında, Batıyla entegrasyon karşısında, Amerikayla entegrasyon karşısında olması katiyen düşünülemezşeklinde batı dünyasına nasıl tavır alınması gerektiği konusundaki söylemini tamamlayan şu sözleri de niyet belirtmesi açısından oldukça açıklayıcıdır Amerikalılar istemezlerse kimseye dünyanın değişik yerlerinde hiçbir iş yaptırmazlar. Şimdi bazı gönüllü kuruluşlar dünya ile entegrasyon adına gidip dünyanın değişik yerlerinde okullar açıyorlarsa, Amerika ile çatıştığınız surece bu projelerin gerçekleştirilmesi mümkün olmaz. Ayrıca Fethullah Gülenin Dünya Gemisinin kaptanı olarak nitelediği ABDyle asla ters düşülmemesi gerektiğini de sık sık vurgular.
Hoşgörü-Diyalog-Huzur iklimi: Bu tabirler Fethullah Gülenin örgütü dışarıya tanıtmak için kullandığı ve kullanılmasını istediği bir nevi ambalaj laflardır. Bu aynı zamanda örgütün çoğu kuruluşunda sloganlaşmış, amblemleşmiş bir felsefenin de çekirdeğini oluşturur. Bu felsefe diğer insanları mümkün olduğunca ürkütmemek, düşman kazanmamaktan başlayıp insanlardan cemaat için kazanılacak en üst faydalara kadar giden yolu gösterir. Örgütün temel savunma mekanizması ılımlı islam üzerinde durur. Örgüt kendini Türkiye&nin adını duyuran, çocukları ve gençleri uyuşturucu, alkol gibi kötü alışkanlıklara düşmekten kurtaran, insanlara Allah sevgisi, iman aşılayan, radikal Müslümanlığın alternatifi olarak tanıtmaktadır. Örgüt kendini asla örgüt, tarikat, Fethullahçı olarak tanıtmaz. Bir gönüllüler hareketi, Asrın Dertli insanının tavsiyelerini dinleyen yüce mefkûre insanları, Hocaefendinin irşadıyla hareket eden yüksek kametler gibi tanımlamalar yapar. Tanımlardan da anlaşılacağı gibi bu izahların da hepsi Fethullah Gülen&aittir.
Bazı Özel Kitaplar Ve işlevleri:
Kendini Arayan Adam(Halit Ertuğrul): Genellikle mütedeyyin olan ve Fethullahçılığa girmesi muhtemel herkese dağıtılan bir ilk kitaptır
Düşün, Anla Ve Ağla(Vehbi Yıldız): ikinci seviye bir kitaptır. ilki kadar muteber değildir. ilkinden sonra gelen tepkiye bağlı olarak kitap yelpazesi de çeşitlenir.
Öğretmenin Not Defteri: Genelde ortaokul öğrencilerine yönelik bir ilk kitaptır.
Küçük Sözler(Said Nursi): Risale okumalarına başlangıç kitabıdır.
Gençlik Rehberi(Said Nursi): ikinci okunacak risaledir ve daha çok 25 yaş altına hitab eder.
irşad Ekseni(Vehbi Yıldız): Adam kafalamanın tüm kurallarının ve yöntemlerinin sistematik biçimde anlatıldığı profesyonelleşmiş şakirt kitabıdır.
Küçük Dünyam(Latif Erdoğan): Fethullah Gülenin Latif Erdoğana yazdırdığı ve AD yayıncılıktan bastırdığı kitaptır. Kitabın özelliği Fethullahçıların yurtlarda, evlerde, üniversiteye hazırlık dershanelerinde bu kitapla imtihan edilmeleridir. Düzenlenen yarışmada ilgili abiyarışma sonucunda kazanana küçük bir hediye de verir.
Fethullah Gülen Kitapları: Ne kadar okunsa az gelen temel eserlerdir. Fethullah Gülenin kendisinin bile Asrın Getirdiği Tereddütlerserisini 98 kere okuduğu söylenir.
F. Gülen Hakkında Yazılan Kitaplar: Bunlar genellikle koliler halinde, hatta tonlarla ifade edilecek şekilde evlere gelir ve parasız olarak dağıtılması istenir. Bunlar o kadar çoktur ki dağıtılsa bile yine onlarca belki yüzlerce elde kalır. Tamamın farklı insanlara dağıtılması seneleri alır.