gecenin bir yarısı

entry3 galeri
    1.
  1. Umutsuz bir deniz mavisiydi, gözlerime damlayan yağmurun rengi. Karanlık sokakları yürüdüm bütün akşam.

    Çıkmaz bir sokağa girdi kırılgan ayaklarım. Yürüdüm, bilmeden yolun tıkanacağını. Karşıma çıkan unutulmuş sokak lambasında yüzünü gördüm. Dokunmaya yeltendim, sonra vazgeçtim. Konuşmaya yeltendim; titreyen, çatallaşan sesime hakim olamadım. Apartmanların arasına sıkışmış, zoraki görünen gökyüzüne baktım. Yüzümde hissettiğim ürkek damlayla önümdeki apartman kapısının yanına sığındım. Parçalanmış hayallerimin çıkmazında kalakalmış düşüncelerim, apartman kapısında yazılı duran ismini görünce daha da yoğunlaştı.

    Yağmur dineli bir saat falan olmuştu sanırım. Kollarımı önüme kavuşturmuş, kapının önünde çömelmiş ve beynimden geçen binbir şarkıya eşlik ederken yağmuru unutmuş, zamanı durdurmuştum sanki.
    Hava aydınlanmaya başlarken ben ayağa kalkmış, aptal gibi, bir yere varmayacak sokağın sonunun gelmesini bekliyordum. Herşeyin sonunun acıttığı hayatımın ikinci yarısında, heyecanla beklediğim ilk ve yepyeni bir sondu bu.

    Sona yaklaştıkça içimde bir çocuk zafer çığlıkları atıyordu. Özenle park edilmiş arabaların arasından süzülürken, yaptığımın ne denli akıllıca yada aptalca olduğunu düşünmüyordum bile. Sadece yürüyordum.
    Önümde duran eski arabanın tozlu camında seni gördüm. Hala o kadar içten, o kadar sevimli görünüyordun ki. Yüzümü çevirip gökyüzüne baktım. Duman gibi grileşmiş havada düş kırıklıklarımı gördüm, hıçkırdım. Sonra yürümeye devam ettim.
    işte yolun sonu. Çıkmaz bir sokağın sessizlik kokan hikayesinin sonu. Üst üste dizilmiş, renkli, ıslak tuğlalardan örülü bir duvar, boylu boyunca uzanmış yatıyordu sabahın tatlı esintisine doğru.

    Tuğlaların arasından sesini duydum. Sesin hala yumuşak ve huzur vericiydi. Yüzümdeki cansız, güçsüz ifadeden kurtulup, yavaşça maviye çalan gökyüzüne baktım, yüzüme bir gülücük kondurdum.
    Gecenin tüm sessiz ve ürkek ruhları ortaya çıktı bir bir. Sokak lambasından, apartman kapısından, arabanın tozlu camından, ıslak tuğlaların arasından. Sen. Yüzlerce sen. Yine sen.

    Benim biricik çıkmaz sokağım; bir yere çıkıyorsun, biliyorum. Hikayenin sonunu da senin için yazıyorum. Bir dahaki sessizlik yağmurunda görüşmek üzere.
    0 ...