Tam anlamıyla rezalet olduğunu belirtmek istiyorum. insan beklediği zamana mı, soruların mantıksızlığına mı, düzensizliğin düzen oluşuna mı yansın bilemiyor.
Sınava Samsun'da girdim. Dört arkadaşımla beraber girdiğimiz için muhabbet ederek sıkıntımızı giderme imkanımız oldu. Saat altıda sınav yerine vardık. Uzun bir kuyruk vardı. Oradaki kantinde isimlerin yazılı olduğu bir liste vardı. Listede ikiyüzüncü sıralarda olmamıza rağmen, sınava yediyüzüncü sıralarda girdik.
Nasıl olduğuna gelince. Saat sekizde giriş izni verdiler ve arka sırada olanlar koşarak öne geçti. Biz ise kimsenin hakkını yemeyelim dedik ve yavaşça girmeye çalıştık. isim yazdığımız listeden hiç bir yetkilinin haberi yoktu. Boşuna yazdığımızı gördük. Bizi kantin gibi bir yere aldılar. Milleti sağa gidin, sola gidin diye ayırınca biz ortada kaldık. Gelen giden yok. Muhattabın belli değil. isyan edecek kimse yok.
Saat 11:15'te bizim grubun sınava alınacağı söylendi. Başladık sınava gireceğimiz yere gitmeye. Sınava giriş binasına vardık. Tekli sıra halinde yukarı çıktık. Orada sınava giriş numarasının nasıl alınacağı anlatıldı. ilk sıraya girip askerlik şubesinde kırk kez kontrol edilen evrakları memura verdik işaretledi bize verdi. ikinci,üçüncü ve dördüncü kontrol yerlerinde aynı işlem yapıldı. Sıra numarasını aldık ve saat 13:05'te sınava gireceksiniz denildi. Hiç bir şey yemeden içmeden sınava girdik. Mantıksız, gereksiz sorularla geçen bir saat sonunda sınavı bitirdik. Mülakata girmek için ayrı bir salona alındık. ismi mülakattı ama hiç öyle geçmedi. Yüzme bilen, antrenör olan, hakim olan, gitar çalabilen var mı diye soruldu. O kadar emek vererek okuduğumuz makine mühendisliğinin bir anlamının olmadığına şahit olduğum için üzüldüm. Hem de çok.
Orada askerlik şubesinde verilen belgeler tekrar zarfa koyuldu, bantlandı, mühürlendi bize geri verildi. Artık askersiniz denildi. Belirtilen süre içerisinde sonuçlanacak sınavla artık görevi bitirme zamanı böylece geldi. Sınava girmek için çekilen sıkıntı, o kadar süre ayakta boş boş beklemek bizi çok yordu. Sabahın altısında gittiğimiz yerden ancak dört buçuk gibi çıkabildik.
Rezilliğin olmaması için, oraya iki asker konulabilirdi. Gelenlerin ismini sırasıyla yazıp içeri almaları için. Böylece kimse sıkıntı çekmezdi. Veya meslek grupları yapılıp, sınava giriş saati tüm merkezlerde bu grupların aynı olarak belirlenebilirdi. Her fırsatta büyüklüğü ile övünen kurumun bu işe bir çözüm bulması şart. Karadüzenle olmuyor bu işler. Düzensizliğin, disiplinsizliğin büyük bir güç olduğunu görmek, inanın üzüyor insanı.