kimileri bu tür haberleri "abd'nin bize muhtaç olduğu" şeklinde yorumluyor.. bu türkiye'nin acizliğidir. devlet hayır diyemeyecek ve gönderecektir askerleri, yan gelip yatma yeri değil ya..
zeitgeist'tan geliyor:
belkide en sık kullanılanı ,öncelikle şirketlerimize uygun kaynakları olan ülkeleri bulur ve gözümüzü üstlerine dikeriz ,petrol gibi
ardından dünya bankası veya onun kardeşi başka bir organizasyondan o ülkeye büyük bir kredi ayarlarız
fakat para asla gerçekte o ülkeye gitmez.
ülke yerine o ülkede projeler yapan şirketlerimize gider
enerji santralleri ,sanayi alanları ,limanlar....
o ülkedeki birkaç zengin insanın kar sağlayacağı şeyler
bizim şirketlere ilaveten
fakat gerçekte toplumun çoğunluğuna yaramaz.yine de o insanlar
yani bütün ülke bu borcun altına sokulur.
bu borç ödeyemeyecekleri kadar büyüktür ve buda planın bir parçasıdır...
geri ödeyemezler
ve bir nokta biz ekonomik suikastçiler gidip onlara deriz :"dinleyin"
"bize bir sürü borcunuz var.borcu ödeyemiyorsunuz.o zaman petrolünüzü satın"
petrol şirketlerimiz için oldukça ucuza..
"ülkenizde askeri üs kurmamıza izin verin"
"veya bizim askerlerimzi desteklemek için dünyanın bir yerine asker göndermelerini isteriz irak gibi,veya bir dahaki un seçiminde bize oy verin"
elektrik şirketlerini özelleştiririz
sularını ve kanalizasyon sistemlerini özelleştiririz ve abd şirketleri veya diğer
çok uluslu şirketlere satarız.
mantar gibi biten bir şey ve çok tipik ,imf ve dünya bankası bu şekilde çalışır.
ülkeyi borca sokarlar ve öyle büyük bir borçtur ki ödenemez
ardından yeniden borç teklif edersiniz ve daha fazla faiz öderler
ve talep edersiniz
buna koşullara bağlı veya iyi yönetim dersiniz
aslında bu onların kaynaklarını satmalarını sağlar
buna sosyal hizmetleri,teknik şirketleri ,bazen eğitim sistemleri de dahildir
adli sistemlerini
sigorta sistemlerini yabancı şirketlere satarız.
so it's a double - triple - quadruple whammie! *