adını koymak istedim her neyse. her neyse. aşksa aşk, yolsa yol,uzaksa uzak,sevgiyse sevgi. diyebilmek lazım.
lazımdı...
yoksa bittiğinde aşk,benim aşkım bitti dediğinde var mıydı diye sorar gözleri sana,tuhaf aldırmaz bir kırgınlıkla.
var mıydı?
sorgusundan bile usandığımız her soyutlukta tükete tükete var ediyoruz her şeyi. yokken hatırlayarak varken susarak, gittiğinde
şerefine içerek, varken sarhoşluğuna kızarak...
geçer, her şey.sevgide.metropol şehirlerin hazırcı insanlarıyız çünkü,varsın tükensin. yenisi gelir. biz yiyelim ekmeği
yenisi çıkar,kütü kütür ısırabiliriz aşkı ,her sokak başı aşk olmuş çünkü . içimiz aşk,bedenimiz nefret,bedenimiz aç.
farklı yolların aynı mekanlara çıkışlarıyla sersemlemişiz. sersemliğimiz de hep aynı çocuk.aslında saf.
elini tuttuğunda sen de titremişsin belki, ama susarak ,saklayarak.soğuk ve uzak olmak gerek çünkü,kayda değmek için.
içinden fışkırırken coşkunluk, tutmak onu için için.
sophenauer yalnızlığında yine eskiye dair merhaba diyorum ıssız ve soğuk dünyama
ben geldim,tekrar.
beraber sıkılmaya...