herkesin okuduğu yerde en az bir kere "evet tam da hissettiğim gibi" dediğini tahmin ettiğim her zamanki dudak büktüren usta hikayelerden oluşan kitap.
"geçici kesinlikler" adlı son hikayenin kahramanıyla birlikte aşkla uçuşa geçebiliyorsunuz istanbul semalarında. ve nickimi alırken şahsıma ilham şeysi olan "dedenin kulak cinleri" nin geçtiği hikaye "yedi kapılı kırk oda" nın son hikayesi olmasıyle, bu kitabın son hikayesinde "masal cini" nin geçmesi tatlı bir tesadüf olsa gerek. abartmak gibi olmasın annemin kalburabastısı gibi.
bak inanmazsan ne diyor;
"o gün aslında bana değil, salonunda asılı duran aynada kendisine baktığını, kendisinden nefret edecek kadar uzun bir süre baktıktan sonra hıncını almak için aynaya indirdiği o yumrukla birlikte çıtırdayarak içine gömülen aynada benim masal cini gibi ansızın uyanmış olduğumu sonradan anlayıp öğrenecektim"..
her ne kadar benimki yanlış yazılmış olup ilk bakışta italyanca gibi dursa da bu tesadüfün tadını bozduğuna pek inanmam, hahahayt der geçerim kısaca hatta.
okumuşumdur aylarca oneydilan ı vaneydilın olarak ve sonradan gülmüşümdür kendime götümle çünkü. *