kendilerini çok yönlü zeka sahibi ve nitelikli sanmalarından kaynaklanır.
etrafınlarındaki sığ edebi anlayışlı kişilerin "roman gibi hayatın var, yazsan kitap olur" gazına da geldiler mi tamam artık tutabilene aşk olsun. zaten para varsa kitap yazmak da neymiş, albüm çıkartıp, klip çekmiş insan onlar.
deneyimleri de sıradışı olduğundan paylaşmak isterler tabi.
nedense hapishaneye giren - çıkan kitap yazıyor. ee hapise giriş nedenleri de çok ulvi olduğundan bizler de engin deneyimlerinden yararlanmalıyız! her edebiyat aşığı insanın kütüphanesinde bulunmalı. o ağdalı sözcükleri, derin anlamlı cümleleri tekrar tekrar okumalıyız. çünkü birden fazla anlatım tekniği kullanıldığından bir kere okuyarak anlaşılamayacak kadar derin anlamlar içerir bu kitaplar.(!)
şiddetle tavsiye:(!)
(bkz: bir doğuş) adlı klasikler arasında yerini alacak eseri mutlaka okumalısınız.
o eşsiz kelime dağarcığıyla bakın neler yazmış üstat doğuş:
"Tehlikeliydi sokak. Aç kalma, barınma dışında korunmasız bir çocuğu bekleyen o kadar tehlike vardı ki tüm bunlar bizi birbirimize bağlıyordu. Aslında kimse sosyal değildi ve ileride çıkacak problemlerde görecektim ki kimse birbirini sevmiyordu. Ama sokakta yaşamanın kuralı gereği kimse de birbirinden kopamıyordu... Bu bir hayatta kalma mücadelesiydi..." Yetiştirme yurdu, sokaklar, cezaevi arasında gidip gelen bir çocuğun büyüyüşüne tanık olacak, hayatındaki çarpıcı tesadüflere, imkansızlıklara, zorluklara rağmen genç yaşta okuyacaksınız. Hepimizin medyadan bölük pörçük takip ettiğimiz hayatını Doğuz bu kez kendi anlatıyor..." *