ismini zonguldak'ın en zengin(!) ailesinin soyadından alan avm'dir.
lakin, 2012 filmi gerçekleşse şayet, zonguldak'ın o gemiye alınacak tek ailesi olacak olan bu paraya para demeyen, bu kökten zengin(!), kökten görmüş (!), eskiden beri elit aile fertlerinin, * hala daha sahibi oldukları alişveriş merkezindeki yürüyen merdivenlerin yönlerinin ters olduğunu dikkate almamaları, merdivenlerin trabzanlarının camdan oluşu ve alalade konulmuş gibi duran parmaklıklar özellikle çocuklar için ölüme davetiye çıkartmaktayken, avm'de bulunan sinema salonuna yer ayırtığınız zaman koşa koşa sinemaya girecekken gişe'de duran kızın "ayy çok üzgünüz ama sizin filminiz bugün gösterime giremeyecek, kargoda bi karışıklık olmuş, film elimize ulaşmadı beyefendi üzgünüz" demesi, akabinde sizin biletinizin yanması bu avm'nin yönetimini yapan, kendileri küçük lakin kasıntıları büyük demirlerin sorumluluğundadır.
neymiş baba?
koskoca bi alışveriş merkezini yönetmek, ters yönde işleyen merdivenlerinden aşağıya inip çıkarken "aha bu dağların alayı benim" yüz ifadesi takınmak, zonguldak'ın kıç kadar çarşısında son model arabalarla gezmeye, trafik sıkıştığında millet beklerken hiç bekleme yapmadan geçmeye çalışmakla, "sen kimsin kardeşim, ne özelliğin var da trafiği hepren mahvediyorsun" dendiğinde "x demirim ben. ben geçerim" demeye, akabinde de kaçak olarak çalıştırdığınız yerin 500 metre derinliğinde kömür kazan elemanlarına 600 lira verip onları yönetmeye çalışmakla aynı şey değilmiş di mi de-mirim?
