kürt açılımı başlığı altında ele alınan konulardan biride üniversitelerde açılacak olan kürdoloji bölümüdür. fakat biraz saçma değil mi? kimler eğitmen olacak bu bölümde? ilköğretim, ortaöğretim, lisans, yüksek lisans, doktora... bıdı bıdı bıdı. anladınız işte, eğitmen olmak için geçilmesi, aşılması gereken bir sürü engel var. zınk diye üniversiteden mi başlayacak bu eğitim? lisede yabancı dil diye bir bölüm var, kürt dili bunların arasına mı girecek?
yoksa yüce devletimiz, çok sevdiği kürt halkı için yurt dışından eğitmen mi getirecek?
bir de şu var; dtp, pkk'yi tanımasın diyorlar, pkk ile görüşmem diyorlar. peki silaha silahla karşılık veren dtp mi ki sen dtp ile konuşuyorsun? dtp'den pkk'yi silmesini beklerken, kürtlerin şöyle büyüdüklerinden haberin var mı; "tüm siyasi ideolojilerimden arınıp pkk'yi reddetsem dahi; anneme ben nasıl hesap veririm?" neden annesine hesap vermek zorunda; anlamadığınız için tekrar ediyorum, pkk kürt halkının yakınlarından oluşur. bunu da geçtim bir dtp üyesi; kandil'e gittiğinde hakkında kaç soruşturma açıyorsun? eee, görüşmeden nasıl aracı olacak? dtp'nin pkk'yi tanımaması, pkk'nin silah bırakmasını sağlayacak mı?
ve şu; sayısını hatırlamadığım ama epey çok olan, dtp gençlik kolları üyesini barış sürecinde tutuklamaya devam ediyorsun. dtp'nin diyarbakır il başkanı'nı tutukluyorsun vs. vs.
konuşuyoruz; ama ucu yok başı yok. bazen popülerite için konuşmak gibi geliyor. biraz daha oy, biraz daha gibi...
akp'nin politikası belli. egemen sınıflara hizmet ediyor. aksini bekleyemeyiz zaten. şu an içerisinde bulunduğumuz süreç, yine egemen sınıfın o bölgede pazara açılmak istemesi. tüsiad yıllardır aynı şeyleri tekrar ediyor. e egemen sınıfla hareket eden bir hükümet için süreç zaten hep böyle işlemiştir. 2 ileri bir geri, 2 ileri bir geri... o yüzden pek panik yapmamak gerek. hatta marksist tanıma genel anlamda uyması güç olan enteresan türkiye adına baktığımızda bu klişe sürece gelmiş olmamız iyidir. çünkü yavaş yavaş tanımını kazanmaya başlıyor. bu da daha kolay bir müdahale demektir.
yinede:
akp'ye kürt açılımı konusunda destek veren biz sosyalistler; onlara bu ve benzeri problemleri aşmaları konusunda, sokakta halkı da arkamıza alarak baskı yapmalıyız. son noktaya kadar. bunu doğu'da devam ettirmenin artık hiçbir mantığı yoktur. artık sesimizi batı'da birleştirmek zorundayız. ve; "muhatapsız çözüm olmaz!" sloganını bastıra bastıra savunmalıyız.
kürt açılımı politikasını desteklemeyen, önden; kemalist, arkadan; stalinist devam ettiren ve kendisine sosyalist diyen sözde partiler, ırk ve sosyalizmi bir araya koymaya çalıştığınız şu politikalarınızı dış dünya'da dillendirmeye kalksanız; size kıçlarıyla güler tüm sosyalistler!
lenin'i hatırladınız mı? hani şu; "uluslar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir!" diyen mükemmel adam. şunu baz alsak; 30 dk'lık bir oylamayla çözülecek bu sorun ama tabii; akp bir sosyalist hükümet değil, bunu ondan beklemek fazla olur. fakat sen sosyalist olduğunu iddia eden kitle, bu yoksa diğer çözüm seçeneklerinde bu politikayı sonuna kadar desteklemek zorunda olmadığını, hangi manyak örneği göz önüne alıp iddia ediyorsun anlayabilmiş değilim...
haa şunu da dersin, beklerim; lenin sosyalist değildir!
gülücüklerimle sözde sosyalist...
masaya oturma süreci içerisinde; elbette çok kan akacaktır. hiç kimse daha masaya oturmadan silah bırakmaz. çünkü pkk, her silah attığında; masaya oturmadan göz korkutmak adına güç kazanmış olacak. çünkü tsk her silah attığında; masaya oturmadan göz korkutmak adına güç kazanmış olacak. üzgünüm ama gerçek bu. ve bunu ben üretmedim. bu politikayı görmemek için kör olmak gerek. ya da romantik...