Evimizde ki televizyon makınalarımıza laf edilen, aslında kanımca üçlemenin en iyisi. Ses sisteminle ilgili yaşanılan teknik sorun hadisesini de bize bağlamanız okan bayülgen, üstünüzden çamaşır çıkarmak kadar kolay dimi? Siz ki özellikle siz beni bu konu da, oldukça hayal kırıklığına uğratmıştınız vakt-i zamanın da, o da, programınızın yönetmeni aslında, sizin bir zamanlar, programınıza gelen seyircilerinizden biri olması. Hanımefendinin eski bir gazete röportajından hatırladığım - bildiğim kadarıyla, kendisi lise mezunu ve programınıza seyirci olarak gelip, sizden, medeni cesaret gösterip iş isteyen, ve nasıl oluyorsa sizi fethedebilen biri. E şimdi siz böyle yaparsanız...Kapatılsın öyleyse, üniversitelerin radyo - tv, sinema - tv vb bölümleri. Nasılsa, sizin gibi üstadlarla çalışmak, bizim ütopyalarımızken, aslında bu derece basitmiş yani. üstelik kapatılsın dediğim o bölümlerden birinde, radyo -tv de okudum bende. ne gerek varmış meğer. Şimdi Rahşan hanım, bilmem kaaaaaç yıldır sizinle çalışıyor, ve kanal d rejisine oturuyor, ehh işi de kotarıyor dimi okan bayülgen? Niye öyleyse, geçen hafta üçlemenin hangisiydi hatırlamıyorum ama, sizde o'na bir serzenişte bulundunuz da, ''ya reyhan, vtr gir diyorum girmiyor, bu rahşan uyuyor mu'' diye sordunuz;? niye o zaman, ses sisteminde onlarca haftadır sorun oluyor da, biz bile o ses patlamalarını duyabiliyoruz? her işin ehli vardır tabii, mesela siz çok iyi bir oyuncusunuzdur, o zaten tartışılmaz. ama sinema da, diziler de, her önüne gelen oynuyor mesela, yoldan geçen 2 uzun bacaklı şarışın, yapımcıyla o gece tırnak içinde ''yemek yiyor'', sonra o yapımcının dizisinde oynayabiliyor dimi? o zaman kapatılsın konservatuarlar, kimse oyunculuk eğitimi almasın. Bu sizin gücünüze gider, gitmiştir de, bir çok kez feveran da etmiş, serzenişler de bulunmuşsunuzdur da, arada ironik bir biçimde dokundurmalarınız da oluyor ben çok iyi biliyorum.
''insan bilmediği konu da konuşmamalıdır'' dedi hakkı devrim bu gece de. o zaman, insan bilmediği işi yapmamalıdır da!! bu ''rahşan'' takıntısıyla bu kadar oluyor işte. ''
programınız oldukça ''ses'' getiriyor evet, ama oldukça ''ses''te götürüyor baksanıza. bende bu durumda ''sessiz'' kalamazdım.
içinde olmaktan belki de nefret ettiğiniz bir alanda olmaktan mütevellit, bu derece siniriniz, asabiyetiniz. biz sizi yedik yuttuk çünkü kaç yıldır biliyoruz. Birde baba oldunuz ya son dönem, kafanız da bir ton tilki, onu da tahmin edebiliyoruz. ama buna da kafa yorar mısınız lütfen biraz?
zamanın birin de, '' niye o diplomaları kıvırıp veriyorlar, bundan sonra ki hayatımız için bir mesaj mı veriyorlar acaba'' deyip gülmüştünüz programınız da. şimdi aynısını ben size soruyor ama gülmüyorum. hem de hiç!
Sonsöz: reytingden kazandığınız paralar bir tarafınıza girsin!!