into the wild

entry555 galeri video5 ses1
    48.
  1. jon krakauerın 1996 yılında çok satanlar listesinde yeralan kitabıdır. Christopher McCandless ın gerçek hikayesinden* uyarlanan filmde emile hirsch
    ve kristen stewart rol almaktadır. filmin yönetmeni sean penn dir. soundtrack ler harika olup eddie vedder e aittir. Benim için önemli bir yeri olan muhteşem bir filmdir. tavsiye edilir. filmi izledikten sonra insanın kendini dağa taşa vurası gelir.*
    izledikten sonra araştırma yapıp film hakkındaki tüm replikleri ve bilgileri defterime not etmiştim. bazen hala aklıma gelince alıp okuduğum olur...

    --spoiler--

    Film lord byron un şu dizeleriyle başlamaktadır:
    'mutluluk uçsuz bucaksız ormanlardadır
    mutluluk bomboş sahillerdeki çoşkudadır
    insan elinin değmediği bir yerdedir
    denizin diplerinde ve gürlemesindedir
    insanları severim;
    ama doğayı daha çok severim...'

    chris ve kardeşi carine, hayatı boyunca ailesinin birbirlerine aşık oldukları yalanıyla büyütülmüş iki kardeştir. anne ve babasının ise düzgün bir ilişkisi olmadığı gibi aralarında şiddetli geçimsizlik vardır. chris ve carine, tek hayatları kariyerleri olmuş bu iki insandan sevgi görmezler. chris bir gün babasının aslında annesine aşık olmadığını, babasının annesinden önce bir kez daha evlenmiş olduğunu, o ilişkiden bir çocuğu olduğunu ve chris doğunca, o çocuğu hiç düşünmeden bıraktığını ve arkasına bile bakmadığını öğrenir.o günden sonra içinde bir boşluk hisseden chris, kimseyi sevemeyeceğini düşünür ve kendini yollara vurur...

    cebindeki tüm parayı çıkartıp yaktıktan sonra:
    'paraya ihtiyacım yok. insanı ihtiyatlı olmaya zorluyor.' diyerek parasız pulsuz yolculuğuna devam etmiştir.

    'kristalin kırılganlığı, onun bir zayıflığı değil, saflık derecesidir. annem ve babam şunu anladılar ki, saf bir kristal bardak özen ister... aksi takdirde tuzla buz olabilir.'

    'insan yaşamının mantık ile yönetildiğini kabul edersek, hayatın olasılığı kaybolur.'

    'hayatta bir şey istiyorsan uzan ve yakala.'

    'yaşamda ne kadar güçlü olduğumuz değil, ne kadar güçlü hissettiğimiz önemlidir.'

    'Hayatın bize sormak istediği bu.. Yaşadığınız hayat sizi ne kadar tatmin ediyor?'

    Alexandersüperberduş ölmeden önce yanındaki kitaba şunları yazar:
    'anladım ki gerçek mutluluk paylaşıldıkça çoğalır. pişmanlık içinde eğer suratımda bi gülümsemeyle koşsaydım size, şu an gördüğümü o zaman da görebilir miydim? şükürler olsun, mutlu bir hayat yaşadım. elveda ve kendinize iyi bakın.'

    --spoiler--
    0 ...