Öne sürülen iddialardan biri de m.kemal'in ingilizlerle hilafeti kaldırmak konusunda anlaştığıdır.
Öncelikle ingilizler hilafeti gerçekten kaldırmak istiyorlar mıydı onu görelim
ingiltere Dışişleri Bakanı Edward Gray'in, istanbul'daki elçiye yolladığı, 31 Temmuz 1908 günlü talimattan: "Türkiye gerçekten meşrutiyeti kurar ve onu yaşatıp güçlendirirse, bunun sonuçları şimdiden, hiçbirimizin kestiremeyeceği ölçüde olur. Bunun Mısır'daki etkileri müthiş olur ve ta Hindistan'da dahi kendisini duyurur... Eğer şimdi Türkiye'de meclis açılırsa, Mısır'da meşrutiyet isteği çok kuvvetlenecek ve bizim ona direnme gücümüz çok azalacaktır."
ingiltere'nin Rus Dışişleri Bakanına, Mart 1915'te verdiği memorandum "Türklerin istanbul'dan uzaklaştırılmasından sonra, başka bir yerde, islam'ın politik merkezi olacak biçimde bağımsız bir islam devletinin kurulması zorunlu sayılmaktadır." şeklindeydi. ingilizlerin bu halife adayı da Mekke Emiri Hüseyin'di, kendisi ingilizlerden ayda 300.000 ingiliz lirası alıyordu.
Bir başka örnek ise ingilizlerin mütareke döneminde ingiliz Muhipleri Cemiyeti yoluyla, bütün islam ülkelerinin temsilcilerinden oluşacak bir 'Hilafet Meclisi' kurma çalışmasıdır.
Lozan'dan sonra iki Hind asıllı ingiliz, Emir Ali ile Ağa Han, T.C. Başbakanına hilafetin korunması ve güçlenmesi hakkında ortak bir mektup yazar. Mektup başbakana ulaşmadan önce 5 Aralık 1923 günü basına yansır. Mektubun sahibine gitmeden basına verilmesi bile yazanların amacını ortaya koymaktadır.
Mektubu yazan Emir Ali ve Ağa Han aslen Şiidir(yani Sünnilerin halifesini tanımayan). Emir Ali, 1904'te emekli olup ingiltere'ye yerleştikten sonra ingiltere'ye yaptığı hizmetlerden dolayı Devlet Yargıçlığına getirilir ve ingiliz Krallık Konseyine üye seçilir ve mektubun yazıldığı sırada bu görevini sürdürüyordu. Ağa Han ise Şiiliğin ismailiye tarikatına mensup biridir. Büyükbabası 1.Afgan-ingiliz Savaşında ingilizlere yardım etmiş, buna karşılık kendisine asalet ünvanı verilmiş ve aylık bağlanmıştır. Ağa Han'a da, "ingiltere tarafından, ismaili Müslümanların imamı olarak, Birinci Dünya Savaşı'ndaki sadık hizmetleri dolayısıyla mükafaat olarak, birinci sıraf şef ve on bir top ateşiyle selamlanmak hakkı bahşedilmiştir. Ağa Han, anılarını yazanlara, 1900'lü yılların başından beri ingiliz Gizli Servisi'nin ajanı olduğunu açıklamıştır. Birinci Dünya Savaşı'nın başında Osmanlıların cihad ilan etmesine karşı çıkar; islam dünyası liderlerine çağrıda bulunarak veya yazarak bu çağrıya uymamalarını ister; Irak'ta ingiliz kuvvetleriyle dövüşen Türk ordusunun askeri planlarını çalarak General Allenby'ye ulaştırır; casus Mustafa Sagir'i kurtarmak için girişimlerde bulunur.
Bu iki kişi yazdıkları mektupta halifenin kaldırılmasından yakınacak, bunun Sünniler üzerinde yaptıkları etkiye dikkat çekecek, islamiyetin gevşemekte olduğundan bahsedecek, "islam aleminin dini başkanlığının, şeriata göre tam ve eksiksiz olarak korunmasını" isteyecek, halifenin nüfuzunun azaltılması ve ya uzaklaştırılmasının yanlış olduğunu belirtecek ve hilafetin tekrar mevkisine konulmasını isteyeceklerdir.
Bu mektup, ingiltere islam Cemiyeti adına gönderilmiştir.
ingiltere'deki The Times gazetesi, hilafetin kaldırılması kararı üzerine sert eleştirilerde bulunacak, Daily Telegraph da bu kararı "gaflet" olarak niteleyecektir. Bir başka ingiliz gazetesi de hilafetin kaldırılmasının sömürgelerde istikrarsızlığa sebep olacağından kaygılanır.
En önemlisi, Vahdettin gibi ingilizlere kendini teslim etmiş bir adamı öldürmeyi ya da hapse atmayı bırakın, halife unvanına bile karışmayacaklardır. Ankara hükümetine karşı 'Hilafet Ordusu' ile anılan Yunanlıları destekleyecek, Kuvayı inzibatiye ordusunun kurulmasını sağlayacak ve maddi desteklerde bulunacaklardır.
Bir de halifelere ve onların tutumlarına bakalım
Birinci Dünya Savaşı'na kadar hiçbir halife, emperyalist işgal altındaki müslüman ülkeler için bir faaliyette bulunmamış, tam tersine emperyalist ülkeleri desteklemişlerdir. Bazı örnekler
1788 yılında 1.Abdülhamit, ingilizleri uğraştıran Maysor hükümdarı Tippu Sultana, ingilizlerle savaşmaktan vazgeçmesini öğütleyen bir mektup yazar. Aynı sultana 3.Selim debir mektup yazarak, ingilizlerle iyi geçinmesi için öğüt verir.
1857'de Hindistan'daki ayaklanmalara müslümanların da katılmaları üzerine, ingilizler Abdülmecid'e başvururlar. Onun emri ile Hamdi Efendi başkanlığındaki bir ulema kurulu, müslümanları yatıştırmak için Hindistan'a yollanır.
2.Abdülhamit, Hindistan'daki Müslümanların direnişini kırmak isteyen ingilizlere, halife olarak destek vermiştir. ingilizler, isyanı ondan aldıkları bir "sükunet fermanı" ile önlemişlerdir.
Birinci Dünya Savaşı'nın başında ise, Şeyhülislam Hayri Efendi'nin fetvasına dayanılarak, bütün dünya müslümanları, müttefiklere karşı cihada davet edilir.
ingilizlerin hilafeti kaldırmak istemediğini, tam tersine hilafeti desteklediklerini ve hilafetin kaldırılmasına olan tepkilerini görmüştük. ingilizlerin hilafete dolayısıyla islam birliğine karşı olmalarının en büyük nedeni olarak sömürgeleri olan islam ülkelerinin hilafet altında kendisine karşı savaşma ve sömürgelerini dolayısıyla petrol bölgelerini kaybetme olasılığı gösterilmektedir. Gerçek ise bunun tam tersidir.
Osmanlının cihad ilanı, hiçbir sonuç vermeyecektir. Arapların, Türk ordusunu nasıl arkadan bıçakladığı bilinen bir konudur. ilan, Hindistanlı ve Kuzey Afrikalı müslümanların, ingiliz ve Fransız kuvvetleri emrinde Türklere karşı savaşmalarını engellemeyecektir. ingiliz ordusundaki yaklaşık 200.000 Hind müslümanı, Türklere karşı savaşacaktır.
2.Abdülhamit döneminde bazı müslüman topluluklar, Halifeye isyan eder ve Osmanlı'dan ayrılır. 1889'da Kuveyt Şeyhliği, ingilizlerle bir anlaşma yapar ve ingiltere'nin himayesine girer. Yemen'de Zeydiler 1889'da, Necit'te Suudiler 1904'te isyan eder. Mekke Şerifi Hüseyin 1912'de gizlice ingilizlerle temasa geçerek, 1915 isyan eder ve 2 Kasım 1916'da krallığını ilan eder. Ayrıca Irak, Suriye ve Lübnan'da birçok aydın, bağımsızlıklarını kazanmak için örgütlenmeye başlar.
sonuçta, olaylar
1. ingilizlerin hilafete karşı olmadığını, aksine hilafetin kaldırılmasına olumsuz tepki verdiğini,
2. Halifenin emperyalist ülkelerin işgali altındaki müslümanlar için hiçbirşey yapmadığını, hatta Birinci Dünya Savaşı'na kadar emperyalist ülkeleri desteklediklerini,
3. islam ülkelerinin hilafete bağlı olmadığını, tam tersine hilafete savaş açtıklarını, emperyalist ülkelerle işbirliği yaptıklarını, hatta cihad ilanına rağmen ingiliz ve Fransız orduları ile halifeye karşı savaştıklarını göstermektedir.
Not: Yazı tamamen bana aittir. Bilgiler de çeşitli kaynaklardan(Mufassal Osmanlı Tarihi, Bilal Şimşir vb.) topladıklarımın sentezidir. Bunlar için kaynak belirtmeye gerek olduğunu sanmıyorum.