"Bayırdan, iç elbisesi ile bir cesedi sürükleyerek, bağırarak ve koşarak getiriyorlar. Anladım. Zavallı Kani Beyin naaşı idi. Dayanamadım, kaçtım. Bu vatan fedaisinin haydutlar elindeki bu halini görmek istemiyordum. Kani Beyin bulunduğu evi soyup soğana çevirmişler. Cesedini, daha ölmeden merdivenden atmışlar, elbiselerini soyarak, hatta edep yerlerini açarak sürükleye sürükleye getirmişler, alçaklar.
Akşama doğru bir tellal, '[Akbaş cephaneliğini boşaltıp Anadolu'ya kaçıran gözüpek ekibin başkanı] Hamdi Beyin cesedi akşama gelecek' diye haber verdi. Of! Bu koca kahramanın cesedini, bu alçakların kirli ayakları altında mı göreceğiz? Ertesi gün derste idim. Hademe kapıyı açtı, 'Hamdi Beyi getiriyorlar. Ne başını bırakmışlar, ne vücudunu; parça parça etmişler zavallıyı.' dedi.
Hamdi Beyin mübarek naaşını, canavarlar, kirli ayaklarıyla çiğnemişler, vücudunu parça parça etmişler. Zavallı şehidin vücudunu arabadan süngülerle çıkarmışlar. Herhalde Balkan Harbinin Bulgarları, bunlardan daha insaflı idiler."
Kaynak: Turgut Özakman, Vahdettin, M. Kemal Ve Milli Mücadele