Tek kanallı televizyon döneminde, türkiye'ye döndürülebilmeleri ve özal'ın trübünlere oynaması için yapılan uzun soluklu propagandalar ve diziler sayesinde biraz da amerika baskısıyla memlekete sokulan insanlardır. Geldiklerinde yaptıkları ilk iş türkiye'de çalışan birçok insanı işlerinden etmek, sigortasız ve yarı maaşla köpek gibi çalışıp patronların salyalarını akıtmak, birçok insanın içine daha önce içlerinde olmayan para hırsını sokmak olmuştur. Şuanda büyük çoğunluğu türkiye'de, özal'ın ve amerika'nın onlara sağladığı ayrıcalıklarla tapusuz evlerde ikamet etmektedirler. Aynı zamanda çokçok kötü bir eğitim sisteminden geldikleri halde 2 senelik meslek okullarından mezun olanları bile şuanda ülkemizde öğretmenlik yapmaktadır. Halen büyük bir çoğunluğu türkçe konuşmayı bilmemekte ve öğrenmemek için ısrar etmektedir. 89 yılında ülkemize gelen erkeklerinin hiçbirisi askerlik yapmamıştır ve buna rağmen ahkam kesebilmektedirler. Üstüne üstlük birgün başımıza gelebilecek bir savaş korkusundan dolayı zamanı geldiğinde bulgaristana kaçabilmek için büyük çoğunluğunun ceplerinde bulgaristan pasaportu vardır. Anlaşıldığı üzere bu memleket açılım denen kavrama aslında hiçte yabancı değildir, açılımla aslında çok önceleri tanışmıştır ve ilk açılım borusu 88 ve 89'da bulgaristan göçmenleri için çalmıştır, biz duymamışızdır.