evet, şehrime bir burdan saldırılmadığı kalmıştı, bu da oldu. neyse alıştık artık, bir analiz etmeye çalışalım bakalım, aslı var mıdır ?
şimdi efendim, öncelikle izmir'i bu denli bir şekilde itham edebilmek için şehrin iç dinamiklerini oldukça iyi etüd edebilmek gerekir. zira, bu nitelemenin sahibi yazar kişisi de aslen izmirli olup şehri bildiğini, çözdüğünü iddia etmektedir.
şöyle bir bakalım ;
izmir, doğudan en çok göç alan illerdir biridir. hatta son nüfus sayımına göre sadece mardinliler nüfusun %3'ünü oluşturmaktadır. gelin görün ki, yeni bir şey değildir bu. bunca zamandır sorun olmayan, problem yaratmayan bu karma yapı ne oldu da çatırdadı ? ne oldu da fırtına koptu geçen pazar ? ya da çatırdadı mı ? yoksa, sorun bu karma yapıda değil de, provokasyona alet olanlarda mıydı ?
ona da bir bakalım ;
efendim şöyle ki ; bunca zamandır söylüyorum. izmir ve izmirli ancak kendi yaşam biçimine, hayat düzenine müdahale edildiği zaman tepki koyar, reaksiyon gösterir. ancak kendi yaşam alanının tehdit altında olduğunu hissettiği zaman başkaldırır. nitekim, son iki seçimdir iktidar partisi tüm türkiye'de tulum çıkarırken izmir'den babayı eline alıp çıkmasının nedeni de budur. çünkü, izmirli üzerinden hala , menemen'in, madımak'ın, maraş'ın kanı bulunan kanlı gömleklerin öyle bir "ben değiştim, değişerek geliştim" laf-ı güzafıyla çıkmayacağını bilmektedir. o nedenledir ki, kafatasının içini beyin yerine süngerle doldurmuş güruha göre gerici de olmuştur, gavur da. ve hatta son olayda olduğu gibi faşist de.
faşizmmiş. ancak götümle gülerim ben buna. kendinden olmayana, farklı bir ırka mensup olana saldırı değildi geçen pazar yaşananlar. cumhuriyetine, atasına, ülkesine kasteden şerefsizlere, bir şehrin karşı koymasıydı, akıllı olun demesiydi. bilmem kaç arabadan oluşan ciğeri beş para etmez bir konvoyun, kürt oldukları için değil "biji apo" diye bağırdıkları, paçavra bayraklarını milletin üzerine üzerine attıkları için taş yemesiydi. yine gelseler, yine aynı muamele ile karşılaşacaklardır, şüphem yoktur.
velhasıl, kendi meşrebimizce one minute diyoruz arkadaşım. takiyecisini, liboşunu, lümpenini, öte demokrat yalaka bürokrasi kölelerini kandırmış olabilirsin, "biz açılıyoruz, açılırak değişiyoruz" diye. ama biz izmirliler olarak yemiyoruz. yemeyeceğiz de. aynen, çok değil bundan 15 sene önce madımak'a alkış tutup da bundan birkaç sene sonra "milli görüş gömleğini çıkardık" diyenlerin yalanlarını da yemediğimiz gibi. o yüzden rahat olun, izmirli her şeydir belki ama faşist asla.
demek ki neymiş, güzel ülkemde faşizmin tarihini biraz daha karıştırıp çıkmak lazım gazete köşelerine. ya ya..
bu arada, tutamıyorum kendimi nihayetinde ve soruyorum;
havaalanından kalkıp basmaneye giden bir konvoyun üçyol'da ne işi vardı ?
