uzun bir süre önce izlediğim olağan üstü filmdir, başlığı görünce birşeyler yazmak istedim ben de,
öncelikle film; savaş içinde insanların ne duruma geldiği, savaşın dağlarda bitmediğini ve gerçek savaşın askerden döndükten sonra başladığını resm eden bir baş yapıttır, izleyeli çok uzun süre olduğu için oyuncular hakkında pek yorum yapamıcağım ama kenan imirzaoğlu nu bu film ile sevdiğimi söyleyebilirim. -oyunculuk açısından-
vatan millet sakarya edebiyatını yapanlara aslında tokat gibi bi filmdir, bir de işin ilginç yanı eğer bu film başka bir ülkede yapılsaydı çok ses getirirdi ama bizim ülkemizde üçüncü sayfalarda bile göremedik filmi.
11 ödül alan, hayatın gerçek yüzünü insanların suratına vuran bu film neden gişe de hüsrana uğrar?
nedeni şu; mahsun gibi iki yüzlü sanatsal ahlaktan nasibini almamış insanlar havayı koklayarak sanat yaptığını zannederler, bu adam değil mi ahmet kaya nın ödül gecesinde serdar ortaç ı alkışlayan neyse konumuz bu değil, siyasi teoride politik hava terimi vardır, yazı tura nın yapıldığı yıllar bu hava yoktu ülkede eğer günümüzde yapılsa daha fazla ses getirmesi muhtemeldir fakat o dönem için bu söz konusu değil - başbakanın kürt sorunundan bahsetmesi, açılım falan filan...- bu havayı sağlayan koşullardır.
yılmaz güney bu ülkede sürü yü, duvar ı çekerken nasıl sanatsal ahlaka sahip olduğunu göstermiştir.
not; duvar bu ülkede çekilmedi diye ayar vericek arkadaşlara baştan, ne anlatmak istediğimi anlamışsınız derim.