bilkent senfoni orkestrası

entry9 galeri video1
    2.
  1. Bilkent Konser Salonundayız. Bir sürü çekik gözlü insan, diyoruz hayırdır? Merdivenlerden çıkarken elimize broşürü tutuşturuyor görevliler, o zaman anlıyoruz sebebini "Kore Cumhuriyeti Büyükelçiliği katkılarıyla" düzenlenmiş meğerse bu geceki etkinlik. Merakla yerlerimize geçiyoruz.
    Saat 20.00'de başlıyor konser, ibrahim Yazıcı eşliğinde. Önce gülümsüyor, selamlıyor bizi. Yüzü tanıdık bir yerlerden, V for Vendetta'nın maskesine asılı kalmış gülümseme var ya, aynı onun gibi gülümsüyor. Şık giysisi, her an dağılmaya hazır saçları, asil duruşuyla sahneye pek yakışıyor. Kibar bir hareketle Hyuk-Joo Kwun'u sahneye davet ediyor. Ve gösteri başlıyor.
    Başta keman çaldığını sanmıştım Hyuk-Joo'nun. Hüzünlüydü ezgileri, ezgiler duyguya dönüştü sonra, sardı tüm salonu. Bir anda konser salonundan uzaklaştım sanki, kendi hüzünlerimin denizine yelken açmıştım o tutkulu notalar eşliğinde. Ben yelkenlideydim ve Hyuk-Joo bir hikaye anlatıyordu fonda. Sonra değiştik sanki rollerimizi, sahnede olan bendim, kemanı çalan bendim, o hüzün benden yayılıyordu. Bir ara bütün vücudumun tellerden oluştuğunu hissettim, kemanın telleri değildi çalınan, benim benliğimdi. O çaldı, ben şekilden şekle girdim, kılıktan kılığa büründüm. Bir anda bitti eseri, gözlerimi açtığımda herkes çılgınlar gibi alkışlıyordu.
    Konser boyunca önce M. Mussorgski'den Kovançina Operası'na Giriş, Moskova Nehri'nde Şafak"ı, S. Prokofyef'den Keman Konçertosu No.2, Sol minör Op. 63'ü, P. i. Çaykovski'den "Francesca da Rimini", Op. 32'yi ve son olarak M. Mussorgski'den "Çıplak Dağda Bir Geceyi dinleme zevkine nail olduk. Türlü türlü enstrümanların, türlü milletten sanatçıların çoksesli müziği eşliğinde yaşanan unutulmaz gecelerden biriydi. O gece salonda klasik müzikten hoşlanmayan birileri vardıysa da, artık yok.
    0 ...