sen bir fransızdın koskoca istanbulda,ne biz bunun farkındayız ne de tayyip farkında.
elif şafak hanımefendiyi eleştirecek hatta aşağılayacak bir yazı yazacağımı düşünmeniz mümkündü bu girizgâhtan sonra, ancak yazmayacağım. kendisine şahsen kızmadım da. çünkü ona kızma hakkımı orhan pamuk ta çoktan kullanmıştım. hayır, kendisini öldürmekte istemiyorum, onu da hrant dink kaptı. anlayacağınız küçük insanlara nefret besleyerek kendimi yıpratmanın anlamsız olduğu kanısına vardım.
elif şafak'ın yazdığı romanda türklüğe ettiği hakaret gayet ona uygun bir davranış. hiç yadırgamadım, hiç şaşırmadım, normaldir dedim. çünkü elif şafak zaten türk değil, elif şafak bence sapına kadar fransız. ancak mesele nerde doğduğun, veya ananın babanın nerde doğduğu değil. iyi bir türk olarak ben her zaman, gönlünce, içinden gelerek ben türk'üm diyen herkesin türk olduğuna inandım. hatta şu anda benim için mehmet aurelio elif şafak'tan 1000 defa daha türk.
kendisi artık çok ünlü bir yazar, mutlu olabilir. ama ben yazar olsam kalemimin ustalığıyla anılmayı isterdim, böylece kendi ülkemde saygı gören biri olabilirdim. tabi, elif şafak bir istisna, günahını almamak gerek. zira bu yazdıklarıyla kendi ülkesinde ve avrupa'da çok ünlü oldu. demek ki gerekeni yapmış.
benim kendisinden naçizane ricam bir roman da pkk ve apo'nun haklarının savunulması, kürdistanın tez vakitte kurulması için yazsın. malûm, bizim buna da çok ihtiyacımız var.