siz bir kasım akşamı çimlerde oturup bir şeyler yazıp çizerken gözünüzün dibinde beliren, size açılmış, erken yaşlanmış ellerdir.
kafanızı kaldırıp bakarsınız o ellerin sahibine. (bkz: fakir çocuk yüzü) sizden dürüstçe istediği şey açıktır. o istediği şeyin sizde de olmadığı açıktır. o dürüst yüz bunu anlar. o eller elinizdeki kalemi gösterir işaret parmağıyla. kalemi düşünmeden verirsiniz. içten bir diyalog oluşur. diyalog içtenlikle sona erer.
kalemsiz kaldığınız için yazdığınız şey yarım kalmıştır ve yazılamayan düşüncelere dalarsınız. o süreçten kurtulduktan sonra kalkıp otobüs durağına yol almışken o fakir çocuk yüzünü oralarda tekrar görürsünüz. o da sizin düşünceli yüzünüzü görür. "abi çok teşekkür ederim" - "hava karardı evine gitmiyon mu artık?" der. tekrar ufak ve içten bir konuşmanın ardından o fakir çocuk elleri size el sallar.
düşünceli yüz "abi insanları sevmemekten vazgeç" dediğini duyar o ellerin.