acıların çocuğu sobalı evde büyüyen çocuk... çekmediği dert, sıkıntı kalmamış, bir tek soba tarafından ırzına geçilmediği kalmış... çocukluğunu yaşayamamış ezik çocuk. ağzını burnunu kırsan da koymaz ona. dolayısıyla makul bir hareket...
ne bu yahu. hayır yani sobalı evde büyüyen erkeklere kızlar direkt veriyor da benim mi haberim yok. acındırma, salaş duygusallık en çok nefret ettiğim şey. akşamları komposto içen dişi düşmüş yaşlılar gibisiniz.muhabbetini yapabileceğiniz tek şey bu mu? silik, yitik, ezik hayatınızdaki tek meziyetiniz sobalı evde büyümek mi? yapmayın allah aşkına.
sobalı evde büyüyen çocuk sizin kahraman tanımınıza uyuyor olabilir. başarısız olmuş, fakir bir ailenin bireyi. onu tüm hayatının yıkımını atlatmada yardımcı olan ve tekrar hayata döndüren sobasıyla birlikte iliklerine kadar ısınan bir zavallı.
bu hayatta ne kadar çaba harcadığınızın ne kadar didindiğinizin hiçbir önemi yok. siz malak gibi sobanın başında oturun. insanlar diplomaları, işleri, ödülleri gelip sizin elinize verecekler. ne de olsa sobalı evde büyüyen çocuksunuz. sadece büyüyün. sobalı evde oturduğu için mutlu olan yok. geçmişte daha mutlu hissettiği için mutlu olduğunu sanan zavallılar var... acıyorum ben bu çocuğa ve ağzını burnunu kırmak istiyorum. bana kaybetme duygusunu hatırlatıyor.