kadınların şair olamaması

entry41 galeri
    25.
  1. kadınların şair olamaması, bütünüyle anlamsız görünen tüm iyi şairler erkektir önermesinin saçmalığına delalet eden (bkz: gülten akın), (bkz: hayriye ünal), (bkz: melek arslanbenzer) (bkz: birhan keskin) böylelikle kendisi aracılığıyla sahih bilgiye ulaşılmasının olanaksız olduğu apaçık olan yüzeysel bir saptamadır.

    ama kadınlıkla şairliğin bir zihinde buluşturulmak istenmesi neden zor görünür, buna bakılabilir. (ben sadece kendi tanıdığım, yakından tanıdığım kadınlara bakarak söz alıyorum, yani aşağıda yer alacak her "kadın" ya da "kadınlar" kullanımı sadece kendi tanıdığım kadınları işaret edecek)

    kadın bilinci dünyaya yapışıktır yoğun alışveriş tutkusu, yeni çıkan nesnelere karşı her vakit diri olan dikkat, insan ilişkilerini yönlendirme, nesnelerin yerlerini saptama tutkusu gibi belirgin işaretleri olan bu dünyaya yapışık olma hali şiirin oluşması için gereken uzleti, geri çekilmeyi olanaksız kılar. (bu özellikler bir erkekte daha belirgin varolabilir. elbette anlamsız bir genellemeye gerek yoktur, ben kendi hayatıma giren tüm kadınlara bakarak onların bilinçlerinin dünyaya yapışık olduğunu söyleyebilirim, ama doğrudan tanımadığım, durumlarına tanıklık etmediğim, tepkilerini değerlendiremediğim diğer kadınlar için bunun böyle olduğunu söyleyemem. her kadın aynı biçimde davranmıyor olabilir. hatta bazı erkekler, bazı konularda daha kadınsı bir performans sergileyebilir.) kadın kendi gerçekliğini doğrudan hayatın içinde görünür kılmak ister. oysa şiir bunu çok dolaylı biçimde yapacaktır. kadın kime sesleniyorsa doğrudan ona seslenmek ister ama şiir belirgin bir muhatabı olduğunda bile ona doğrudan seslenmeyi başaramayabilir. muhatabı tarafından anlaşılması garanti değildir. kadın kendini dünyanın gerçekliğinde konumlandırmak ister. şiir ise bütünüyle dünyadan geri çekilmeyi gerektirir, hayatın içindeki tüm konumlardan şiirin süresi boyunca vazgeçilmelidir. bir nevi şiir denebilecek sözün kıvama gelebilmesi için o sözün şairin varlığında kilitli kalması, açık edilmemesi gerekir, şair geri çekildiği yerde kimseye açık etmediği sözü, sözün doğasına uygun bir formla buluşturma çabasına girer. işte tam bu noktada erkek kadın doğasının belirgin özelliklerine bakılır, bir kadının bir sözü çok iyi söyleyebilmek için hayattan, dünyadaki konumundan bir süreliğine feragat etmesi olanaklı mıdır? sözgelimi bir anne, bir şiiri yazabilmek için bir süre anne değilmiş gibi davranabilir mi? kadın yazacağı şiirin gerektirdiği bilinç durumunu gösterebilmek için bir erkeğin aklını yansıtabilecek kertede kadınlığını soyunabilir, ama kadınlığını ancak o kadar soyunabilir, kadınlığını bütünüyle sıyırıp bir kenara koyamaz, ama bir takım erkeklerin günü geldiğinde erkekliklerini, insanlıklarını soyunup hiçlik makamına ulaştıklar yahut ulaştırıldıkları görülmüştür. (bkz: hallac-ı mansur)

    ayrıca şiiri sadece bir duygulanım aracı olarak görenler, şiiri yazabilmek için tek gereksinim duyulan nesnenin duygu olduğunu düşünebilir. aksine bir duyguyu olabildiğince derin verebilmek için o duygudan uzaklaşmak, duygusuzluğa yakın bir çıplaklık gerekli olabilir. bildiğim kadınların hiçbiri duygularını soyunamıyor. aksine en gereksiz bir anda bile fazladan giyindikleri duyguları, tepkileri kendi çıplak gerçekliklerini ulaşılmaz kılıyor. bir kadına ulaşmak mümkün müdür?
    4 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük