şimdi bunlar kendi çapında şirin yazılardır, aanadınmı...
aşağıdaki örnek daha bi anlaşılır yapabilir olayı belki.
"şşşş sana sölüyorum, alooo" falan gibi yaklaşık bir girişi var. ilginçtir girişi unutan beyin paragrafı olduğu gibi kopyalamış otomatikman.
aşağıdaki kopya tamamen beyinseldir(!)
"yaşıyor musun? ölü müsün?
yoksa benim gibi arasındaki o ince çizgide mi yürüyorsun?
bugün bekli de (mesela burda bekli demiş. bekli de belki demek istedi. dimi biraz bence?...)
umutsuzluğun gri ve dehşet verici havasından kurtulamadın,
sözler gırtlağına takılan bir kemik parçası gibi seni boğuyor.
ya da çoktan uçmuş ruhunun soğuk esintilerini yakınında hissedip,
sahte yaşamın kara deliği içinde asılı kalıveriyorsun,
farkında mısın hayatındaki çelişkilerin
boşuna değil bu gel-git
hiçliğimde yaşayan ölü bilgiç
söyle bana,
kurumuş bir ağacın dibine düşmüş kızıl bir kiraz gördün mü hiç ?..." --taaa
taaa...
diye bitiyor, akşam akşam. ve hoop sözlüğe giriyoruz yumuşakça.
"taaa taaa" derken yani "tataaaaa" mı? yani bir final sahnesindeki coşkulu bir boru sesi mi bu?, yoksam uzaklık belirten "taaa" mı?. "görmedim. nerde o kirazlar?" diye soruyom mesela ben. hayır yani soramam mı?
içimdeki kokuşmuş ölü bilgiçle yüzeyinden yalayıp geçiyorum ben bunu. ssshhhp..