ülkedeki bir kaç istisna hariç bütün mesleki üst kurumlar gibi barolar birliğide , üyelerinden para toplamak ve statükoya karşı yapılan eleştirilere karşı tavır göstermek dışında hiç bir işe yaramamaktadır. hukukun savunma gurubu, ülkede vatandaştan yana bir çok ihlalin yaşanmasına rağmen , topladıkları aidatlarla baya bir dut alabildiklerinden olsa gerek bülbülün sukunetini aratır hale gelmişlerdir. birçok meslek mensuplarında ki mesleki ve ahlaki zaafiyet üzerine de haliyle eğitimden başlaması gereken bir yapılanma peşinde olmamalarını da kendilerini soktukları altın kafeslere bağlamak mümkündür.
kurumun en son gündeme gelen faaliyeti ise, yargının yargı kanalıyla dinlenilmesi cevaz verilmesini hazmedemeyen bir çok kurum gibi ivedi toplantılara ve basın açıklamalarına girişmesidir. lakin "yargının yargı" tarafından tahakküm altında olduğunu iddia eden ve toplantıya katılmayı reddeden 22 baro başkanına rağmen birlik başkanı ısrarla kağıt üzerinden hukuk dersi vermeye kalkmış, gazetecileri derslerini alıp göndermek istediğinde ise yalova barosu başkanı tarafından protesto edilmiştir.
ülkenin panoromasını görmeye yeltenmeyen , merkezdeki yargı elitinin bakış açısıyla tüm ülkenin reflekslerini ölçebileceğini sanan , ve son zamanlarda tv ekranlarında avukatlığa soyunan anayasa prf. sayesinde basın yoluyla baskı oluşturmaya ve gündem saptırmaya çalışan bu birliğin elitlerinin tutumları, ülkenin geldiği içler acısı durumu bir kez daha ortaya koymuştur.
umulur ki bu çalkantılı dönem bir çok kurumun olduğu gibi yargının da bütün organlarıyla kendini yenilemesine vesile olur. umulur ki bu ülkenin suları, yalnızca elitlerin değirmenini döndürmek için kullanılmaz artık. umulur ki bu halk statükonun hammaliyetinden kurtulur. umulur ki kendi ülkemizde vergi veren vatandaşlar olarak jakoben zihniyetin kafasında bizim adımıza çizdiği türkiye'yi yaşamak zorunda bırakılmadığımız günlere gebedir bu ülke.