gerçek ayakkabı boyacısı olmayıp; eline bir kutu alıp beşiktaş-kadıköy arası mekik dokuyan tinerciler.
sabah güneşin yüzüme vurmasıyla kalkmam bir oldu. baktım hava mis gibi. akşama kanal d'de, yazdan kalma havayı fırsat bilen istanbullular sokaklara döküldü, haberini görüp pişman olmamak için dışarı çıktım. aradım sevdiceğimi, gelirim dedi. beşiktaş, üsküdar iskelesi'nde beklemeye başladım.
ahh kafamı sikeyim. ahh ahh. bir daha orda bekler miyim! inanır mısınız en az 10 tane, farklı, eline dandik bir kutu almış ayakkabı boyacısı geldi yanıma. komik olan kısmıysa, 1 ya da 2'si ayakkabımı temizlemeye çalıştı. geri kalanlarıysa, 'abi 25 kuruş var mı? abi sigara var mı?' sorularıyla geliyorlardı. daha önceden yaşadığım için, ne mal olduklarını iyi biliyordum. alnımın akıyla galip çıktım maçtan.
size tavsiyem; sakın yemeyin bunları. onlar ayakkabılarınızla hiçbir ilgisi olmayan tinerciler. ek olarak yanlarında bir kutu taşıyorlar. kimse laf atarsa, eminim, diyecekleri şey; 'helal para kazanmaya çalışıyoruz amk' olur.