türk gençliğinin bugünkü halinin sebebi

entry23 galeri
    1.
  1. khristiyan misyonerler faaliyetlerini geçmişte olduğu gibi bugün de başlıca 2 safhada gerçekleştirirler.
    bu safhalar şöyledir:

    1) yıkmak ve ele geçirmek istedikleri ülkelerdeki khristiyan unsurlar üzerinde gizli oyunlar oynarlar.

    bu metodun ne kadar tahripkâr olduğunu târihte bizden daha iyi bilen bir millet bulunamaz. nitekim misyonerler, osmanlı devleti’nin muhtelif eyâletlerinde yaşayan rum, ermeni, bulgar gibi khristiyan unsurların çocuklarını açtıkları misyoner mekteplerinde okutmuşlar ve onlara “kavmiyetçilik / milliyetçilik” fikirlerini aşılayarak, osmanlı idaresine karşı kışkırtmışlardır.

    bir taraftan memleketteki çeşitli unsurların arasına tefrika (bölücülük) ve nifak tohumları ekerken, diğer taraftan da “türkler khristiyan ahaliyi kesiyor!” şeklinde nümâyiş ve propagandalar yaparak avrupa ve amerika’nın khristiyan nüfûzunu türkiye aleyhinde ayağa kaldırmışlardır.


    2) avını khristiyanlaştıramayacaklarını anladıkları zamanda, onları islamiyet'ten soğuturlar ve nihayet dinsizleştirirler.

    bir misyoner, karşısındaki insanın khristiyanlığı kabul etmese bile kendi dininden çıkmasından ve dinsiz olmasından hiç rahatsız olmaz. çünkü misyonerin asıl maksadı, geldikleri ülkenin siyâsî çıkarlarına uygun insanlar yetiştirmektir.

    mesela, amerikalı misyonerler, bir müslüman khristiyan olacak amma amerikan menfaatlerine hizmet etmeyecekse, o kişinin khristiyanlığıyla hiç ilgilenmezler. bunun yerine o müslüman, “müslüman” kalsın amma amerikan menfaatlerine hizmet edecek zihniyete sahip olsun diye uğraşırlar.

    misyonerler ilk hamlede türkleri kendi dinleri olan islamiyet'ten ayıramayacaklarını ve doğrudan doğruya khristiyan edemeyeceklerini bildiklerinden, türklerin genç neslini dinsiz olarak yetiştirmek, daha sonraki nesiller zamanında ortaya çıkacak maneviyat bunalımına bir çâre olmak üzere de khristiyanlığı takdim etmek istemektedirler.

    birinci nesil islamiyet'ten uzaklaştırılıp soğutulmalı, bu esnâda islamiyet'ten habersiz olarak yetişen (bağışıklık sistemi çökmüş) ikinci nesil türlü medya yayınları, diziler, filimler, kültürel etkinlikler ile khristiyan batı kültürüne alıştırılmalı ve nihâyet bunlardan sonra maneviyat mahrumu olarak yetişen yeni nesillere khristiyanlık değerleri aşılanmalıdır.

    khristiyan âile yapısını ve geleneklerini tanıtan, bunları topluma alıştıran ve özendiren programlar, paskalya yumurtaları, likör servisleri, yılbaşı eğlenceleri, dans ve güzellik yarışmaları, sakallı+cübbeli+külâhlı noel babayı sevdirme projeleri, sakallı+cübbeli+sarıklı islam alimlerin’den nefret ettirme projeleri, türk ve islam'ı hedef alan mizah dergileri, hocaları ve islamiyet'i aşağılayan dizi filimler ve tv yayınları kullanılarak genç nesiller zehirlenmektedirler.

    bu türk gençleri bilmeden de olsa amerika’daki en güçlü kilise olan görünmez kilisenin (invisible church) müridleri / sempatizanları hâline gelirler.

    bu maksatla ülkemizin her tarafında açılan yüzlerce misyoner okulu ve ingilizce eğitim yapan türk liselerinde eğitim gören türk çocuklarını, köksüz birer genç olarak yetiştirirler ve daha sonra kendilerine sunulan imkânlarla bir kısmını amerika’da, bir kısmınıda türkiye’de aynı çizgide eğitimlerine devam ettirirler.

    bu köksüz kalan ve ingilizce'ye hayran genç çocuklar âilelerini ve dinlerini küçük görmeye başlayarak misyonerlerin ilk tuzağına düşerler. onlar artık hayatlarının sonuna dek görünmez kilisenin küçük dindarları ve küçük maddi destekçileri olmuşlardır. türk milletinden ve islamiyet'ten utanan ve ilk fırsatta başka devletlerin tâbiiyetine geçen “türk” gençlerinin onlarcası hepimizin yakın çevresinde bulunmaktadır.

    cebindeki en küçük lira’yı dahi bir amerikan markasına, bir amerikan gıdâsına, bir amerikan filmine veya müziğine harcamaktan eşsiz bir lezzet duyan bu küçük müridler, kalbleri ve beyinleri binlerce kilometre uzaktaki şehirlerde yaşamakta iken, bizlere de bu gençlerin rûhsuz cesedleri kalmaktadır. ondan sonra uğraş dur “bu gençler niye böyle vurdum-duymaz, niye böyle aldırışsız, niye böyle pasif!” diye söylenmeye ..

    işte adına “kapitalizm” denen din budur! kendine bağladığı milyonları, dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, ingiliz dili ve amerikan markası hayranlığı sayesinde, kendine hizmet ettirmektedir.

    istanbul'da doğup büyüyen ve istanbul'un şanlı fatihi sultan mehmed hân’ın türbesinin yerini dahi bilmeyen o kadar çok türk genci vardır ki, bunlar yüzlerce amerikan markası artist ve müzisyenin hergün ne giyinip ne yediklerini, kimlerle yatıp kimlerle gezdiklerini bir ibadetmiş gibi takip etmektedirler.

    kalbler ve beyinler bir tür elektronik din tarafından esâret altına alınmıştır. radyo, televizyon, internet, sinema, konser, magazin, bilboard reklamları ve kesintisiz müzik yayınları bu elektronik dinin kitle-imha silahlarıdır.

    sokaktaki milyonlarca insan, bu dost gözüken savaş silahları ile 24 saat boyunca bombardiman edilmektedirler.

    füze ve bomba yağan bir şehirde, nasıl ki her yeni gün, yüzlerce insan bedenen parçalanıp ölmekte ve o ülkenin nüfûsu eksilmekte ise ; aynı şekilde bu elektronik kültür bombardımanına maruz bırakılan ülkelerde de her yeni sabah binlerce insan maneviyatını ve rûhunu kaybetmekte, dinsiz ve hissiz cesedler halinde cadde ve sokakları doldurmaktadırlar.

    memleketler gün geçtikçe ıssızlaşmakta, yaşayan ölüler ortalığı kaplamaktadır. düşünmekten ve tefekkürden âciz bırakılmış, diploma ve kariyer tuzağına düşürülerek bütün varlıkları ve servetleri yağmalanmış milyonlar için senden hidâyet bekliyoruz yâ rabbi!

    kalblerin sâhibi ve gerçek hâkimi olan sensin ya rabbi!

    çevir bu kalbleri, döndür bu ruhları ya rabbi!

    bitkisel hayata girmiş felçli hasta kendisini selâmete kavuşturmaya güç yetiremeyeceğinden, geride bekleşen kardeşleri onun hakkında senden hidâyet istemektedir.

    not: yazı, bana değil bir dostuma aittir.
    0 ...