dersim isyanı

entry343 galeri
    131.
  1. ilk önce sorulması gereken şudur: Devlet içinde devlet olması, bağımsız bir devlet anlayışına uygun mudur? Sorabileceğimiz diğer bir soru, ilk sorudan hareketle; Bir devletin, belirli bir bölgesinde ki yerel halk, o bölgede ki feodal bir düzenin sahiplerine tabiyse ve bunlar yerel dini otoritelerin etkisinde kalıyorsa, devlet ne yapmalıdır? Dünyanın neresine giderseniz gidin, Devrim yapılmış her ülkede, devrimi yapan ideolojiye karşı birtakım isyanlar çıkabilir. Devlette , bekasını korumak için devrimi gerekirse kanla bastırabilir. Burada ki sözüm yanlış anlaşılmasın. Bugün uygar diyebileceğimiz bir çok toplum, devrim süreçlerinde, karşı devrim yanlılarını bertaraf etmiştir. Şimdi başka bir sorum; eğer ki devlet isyanı bastıramazsa ne olur? Olacak olan şey kanlı bir iç çatışmadır. Belli bir süre sonra olaylar anarşizm boyutuna dönüşür. isyanı bastıramamak, her geçen gün insan kaybı demektir. Söylediklerim faşizan söylemler değildir. Her devlet kendi ideolojisine karşı çıkan grupları bastırma yükümlülüğü altındadır. Dersim olayına gelirsek; Askerlerin içinde bulunduğu ruhsal durum nedeniyle yapmış olabilecekleri katliamlar, devlete ve onun ideolojisine fatura EDiLEMEZ. Öyle ki ünlü rus tarihçi Rustow'un araştırmalarına göre kemalist devrim dünya tarihinin başıyla ve süreciyle beraber en kansız devrimidir. Tarihi konular da tartışmaya elbette açık olmalıyız. Fakat olayları suistimal edip, duygusal bir boyuta sokmamalıyız. Bununla beraber, olmuş olandan çok, gelecek adına yapabileceklerimizi tartışmak bizi bir yerlere taşıyabilir. Tarihi devamlı kurcalamak, bizi bir kısır döngünün içine iter. Dersim olayını devrim sürecinde yaşanmış, normal fakat acı olaylar olarak nitelendirebiliriz.
    0 ...