Bir kişinin aldatıldığını anlaması için, delile ihtiyacı yoktur. Sezgileri zaten durumu çözer. Tabii bu durum, takıntı halinde aldatılmayı beklemeyenler için geçerlidir. Zaten çok hevesle bekliyorsanız, evrenden gelecek yanıt uzun sürmeyecektir.
Madalyonun diğer yüzünü çevirirsek, aklını sevdiği adama takmış, tüm dünyası onun etrafında dönen bir kadının ya da adamın, kendi hayatı ne alemdedir? bir artı değer katmadan, üretmeden geçen zaman, boşa harcanmış sayılmaz mı? Hayat sadece eş ya da sevgiliden ibaret değildir çünkü... istiyorsanız sevdiğiniz adamı/kadını dibine kadar kurcalayın, didik didik edin, yakalayın, bulun, deşin, araştırın, casusluk yapın, elinizden geleni, ardınıza koymayın. Önemli olan bulduklarınız değil, o bulduğunuz delillerle ne yapacağınızdır... Tüm ipuçları ve belgeler sizin hayatınıza farklı bir yön, bakış açışı, düşünce biçimi getiriyorsa değerlidir. Yoksa, ihanet eden, bu eylemi yaparken utanmamıştır da, sanki yüzüne vurulunca mı kızaracaktır? Yakalamak çoğu zaman boş bir zaferden öteye geçmez, hatta yıllar geçip, hayat başka tarafa aktığında, kimileri hiç bulmamış olmayı diler, ne bulduğunu sandıysa.