yaşadığımız anların birer fotoğraf karesinden ibaret olduğunu vurgulayan, birer anların anıya dönüştüğü ve gelecekle ilgili hiçbir kestirimde bulunamayacağımızı( bilgisayara kaydet dersin ama kaydetmeyebilir, elektrik kesilebilir, makina çalışırken bir an durabilir, bir ceset morgda birden canlanabilir, bir cam parçasının focuslamasından yangın çıkabilir ya da sağlıklı bir hayatımız varken kanser olabiliriz) gözümüze sokan gerçektir.
tanrının ellerinde birer oyuncak olduğumuzu da düşünebiliriz ama kuralına göre oynadığımız, bir oyunsa mutlaka kuralları olacaktır diymi arkidişler. teknolojinin son nimetlerinden yararlanarak hiçbir zaman çiftleşmeyi(türünü sürdürmeyi) ya da karnını doyurmayı amaç edinen bir sinek bile yapamayacağımız gerçeğidir bu aynı zamanda. yapay zeka senaryolarına bakacak olursak her şey makinelerin ellerine düşecek gibi görünür ama aslında gerçek akıl (ya da ussal kriterler, tek ilah olan allahın bir parçası olduğuna inandığım zihnimiz) buna hiçbir zaman izin vermeyecektir; çünkü bir yerde artık "dur" diyecektir, "benim olan bana gelecek" diyecektir.
madem ki materyalist olarak dersin "vardır bir amacı ustaa" o zaman söyle hele bu güneş canı sıkıldı da mı doğurdu dünyayı. "kıçımın dibinden ayrılma, bu bölgede dön" dedi. "tesadüf değil hiçbir şey" derken bile düşüyoruz tongaya. bu dengeyi kim kurdu? ya da neden kuruldu?
(bkz: the matrix was not properly shutdown)
ayrıca kuranda da sıkça geçtiği üzere (bkz: ne kadar az düşünüyorsunuz)