onunla tanı$tığım gün. onu ilk gördüğüm gün. o hiçbir zaman benim sevgilim değildi. hiçbir zaman sevgilim olmasını istemediğimdi. çünkü en büyük dileğim onu asla kaybetmemekti. sevgili olmak istemememin en büyük nedeni ise buydu.
o gün dersaneden çıktıktan sonra, isveç güzeli arkada$ım ile kar$ıyaka çar$ıda biraz gezinmi$, ardından bir süredir alı$kanlık haline getirdiğimiz 'bon jovi'nin yeni albümü gelmi$ mi diye bakmaya', d&r'a gitmi$tik.
o gün onunla tanı$acaktım. ve bu konuda hiçbir fikrim yoktu. ne kadar acayip. hayatınıza birisi girecek ve hayatınıza giren bir sürü insandan daha çok sevip değer vereceksiniz. onunla kamyonla anıya sahip olacaksınız ve: onunla tanı$madan daha bir saniye öncesine kadar hiçbir fikriniz yok bu konuda. ne kadar acayip değil mi ?
standın önünde dikilmi$, b harfindeki sanatçılar arasında bir umut bon jovi'yi arıyorum. ah safım benim. eğer o albüm gelmi$ olsa, en kö$esine koymazlar mı mağazanın ? arıyorum bir umut. belki gelmi$tir de biri arkalara koymu$tur bakarken falan diye. arkada$ımla konu$uyoruz bir yandan, birisi bizi dinliyor. birileri. iki ki$iler. onlarda bir erkek bir kız. arkada$ımla ben gibi. onlarda bir gün yitip gidecek iki beden aslında. arkada$ımla ben gibi. ama hepimiz için çok erken...
bon jovi'den muhabbet açılıyor, albümü bizim gibi bekliyorlarmı$ onlarda. konu$uyoruz, gülü$üyoruz. sonra mağazadan beraber çıkıyoruz. kar$ıyaka sahile doğru yöneliyoruz. o günü beraber geçiriyoruz. her dakikasından zevk alarak. hayatımızın en güzel günlerinden birini. beraber geçiriyoruz...
bir süre sonra benim o 'isveç güzeli' gidiyor. memleketine. bizimkilerle ise çok samimiyiz. kızın adı $eyma. oğlanın ali. ali $eyma'ya zil zurna a$ık. $eyma da ali'yi çok seviyor. ama ona olan sevgisi onunki gibi değil. safça. arkada$ça.. biz sürekli beraberiz. artık hayatlarımızın daimi parçaları olmu$ durumdayız. yanımda onlar olmadan içimden hiçbir $ey yapmak gelmiyor. onların da ben.
gel zaman git zaman, $eyma'nın ağzından devamlı tek bir isim duyuyorum. bebekliğinden beri arkada$ı olan, yediği içtiği ayrı gitmediği bir tanesi: vildan. kapı kom$uları. aralarında bir kaç ay var.. $eyma bana sürekli vildan'ı anlatıyor. vildan $eyma'nın yapamadıklarını yapan biri. asi ruhlu, dikba$lı. $eyma masumiyeti temsil ediyor. vildan ise günahı..
ve gün gelip çatıyor, $eyma'nın doğum günü partisinde vildan'la tanı$ıyorum. hani o gördüğüm an a$ık oldum derler ya, i$te aynen o.. kalbim yerinden çıkıcakmı$casına çarpmaya ba$lıyor onu görünce. kendimi kaybediyorum.
bir süre onu uzaktan izliyorum. çevresinde sürekli erkekler var. izmir'in en önemli okullarından birinde okuyor. erkek gibi kız. güçlü, tuttuğunu koparan. okuldaki en yakı$ıklı erkeği kolaylıkla tavlayabilir. pek umudum yok ona kar$ı ama takıntı haline geliyor. ilk a$kım. gözümde büyüdükçe büyüyor. muhabbetimiz iyi durumda ama yanında heyecanlanıp duruyorum. açılırsam suratıma bakmaz diyorum. cep telefonum da olmadığı için çağrı bekleme, mesaj gönderme gibi aktivitelerle insanların flörtle$tiğinden de habersizim, giri$emiyorum..
fakat durumun az çok farkında olan $eyma bir süre sonra bana o umut veren cümleyi sarfediyor: 'bu ak$am okuldan sonra ye$il vadi'ye gidiyosun. vildan çağırıyor..'
vildan çağırıyor ? nasıl yahu ? $eyma kankisine her $eyi anlatmı$ tabi, ben ayakta uyuyorum. bu karman çorman ruh haliyle $eyma'ya kızıyorum, utancımdan 'nasıl yaparsın' diye bağırıp çağırıyorum ama zılgıtı yiyorum.
her neyse, vildan'ın kar$ısına çıktığım o an hayatımda hatırlamak istemediğim en utanç verici an. vildan ise çok eğleniyor. sürekli kıkırıdıyor falan. allahtan kıkırdıyor, bende biraz gerginliğimi atıyorum. bana 'neden bana bir sinyal vermedinki' falan diyor. 'ulan ilk kez a$ık oluyorum, ben n'aptığımı biliyomuyum ?' diyemiyorum tabi. aptal saptal susuyorum. gülüyor. bende gülüyorum. o çok güzel gülüyor. baktıkça içim gidiyor, o hep gülsün ben hep bakayım istiyorum..
zaman ilerliyor, vildan artık benim sevgilim. çok mutluyum. kimsede görmediğim $eyleri onda görüyorum. kimseyle bir daha ya$amadıklarımı onla ya$ıyorum. onunla öğreniyor, büyüyorum.
her $eyin ba$ladığı andan itibaren tam bir yıl geçiyor. tarih: 21 temmuz 2001. evimdeyim. ablam yurtdı$ından gelmi$. yıllar sonra. benden mutlusu yok. ama olabildiğinin en acıklısından telefon çalıyor. telefonun ucunda $eyma var. 'ali' deyip ağlamaya ba$lıyor. cümlenin sonu bir türlü gelmiyor. sadece ağlıyor. ara ara yine 'ali' diyor.
ali $eyma'ya bir mesaj atıp duygularını açmı$. $eyma olumsuz yanıt verince ailesiyle bulunduğu yazlıkta canına kıymı$. dostum ve karde$im dediğim ali. daha gencecik bir beden. ailesi herkese boğulduğunu söylüyor.. artık ali yok.. artık güzel günler de yok..
3-5 ay sonra, yeni bir yıla yeni umutlar, yeni hayaller ile beraber giriyoruz. birlikte yava$ yava$ toparlanmaya çalı$ıyoruz. fakat bazı sorunlar var yeni yeni haberdar olduğum, yeni kavramaya çalı$tığım. okulunda bazı çocuklar var vildan'ın. zengin ve yaramaz çocuklar. vildan'ı sürekli bir yerlere çağırıyorlar. beni ihmal etmeye ba$lıyor. gece eve geç geliyor. bu konuda konu$tuğumuzda 'ya canım demircan arabayla bırakıyor' diyor. 'ben o çocuğa ve arkada$larına güvenmiyorum' diyorum. 'ya iyi çocuklar canım ya saçmalama..' diyor. öyle bir ses tonuyla diyor ki tüylerim diken diken oluyor. o en ufak güzel bir söz etse tüm kızgınlığım gidiyor. hepimiz kötü günler geçirsek de içimizde bunu bir $eylerin bahanesi olarak kullanan sadece o oluyor..
ne yapsam etsem derken bir gün demircan denen çocukla görü$üp vildan'dan uzak durmasını söylüyorum. artist artist tehidt ediyorum. bir $ey yapabileceğimden değil. ama seviyorum ve gözüm bir $ey görmüyor. demircan bana hiç ses çıkarmıyor ve peki diyor ama gidip vildan'a her $eyi söylüyor. istese arkada$larıyla beni dövüp yüzüm gözüm mor bir $ekilde evime yollayabilirken bunu yapıyor çünkü bu vildan'ı çıldırtıyor ve böylece aramızı bozup arkamdan sinsi sinsi kötü adam gülü$ü atıyor.
iyi kötü ili$kimiz devam ediyor.. ama her sonbahar zamanları kötü bir $ey olacak diye bir mukaveleye imza atmı$ız, haberimiz yok.. tarih: 7 ekim 2002. çe$me'den ablası ve ablasının seviglisiyle dönen $eyma yolda kaza geçiriyor. kazada ablasıyla beraber can veriyor. dünya bizim için bir kez daha alt üst oluyor..
artık en ağır travmaları odasında bir ba$ına ya$ayan bir sevgilim var. sabahtan üçyol'a gidip onu görüyorum. öğlen gaziemir'e, okuluma dönüyorum. ak$am tekrar üçyol'a gidip onu görüyorum. gece bazen onlarda kalıyorum, bazense eve dönüyorum. haftasonu onu psikologa götürüyorum. onun babası yok benim gibi. ben bir nevi onun babası oluyorum. annesi beni çok seviyor. bana emanet ediyor. emanete hıyanet etmek istemiyorum. aylar geçiyor. vildan biraz düzeliyor. düzeldiğine inanıyorum. psikoloğa gitmek istemiyor. iyi olduğuna inandığımdan peki diyorum. sevgililer günü yakla$ıyor. güzel bir sevgililer günü planlıyorum. annesi romanya'ya tura gidiyor. onu bana emanet ediyor...
sevgililer günü planım ortalama bir $arap ve çiçekten ibaret. o ise evde bize güzel bir yemek hazırlıyor. ak$am $arabı ve çiçeği alıp evin kapısını çalıyorum. kapıyı açıyor. yemek çok güzel kokuyor. elimden çiçeği alıp kokluyor. 'te$ekkür ederim sevgilim' diyerek beni dudaklarımdan öpüyor. ona bir kez daha a$ık oluyorum.
her $ey çok romantik. yemekte bıçak sol elimde, eti kesmeye çabalıyorum. kesemiyorum. gülüyor. gülme diyorum. daha çok gülüyor. bende gülüyorum. $arabını yudumluyor. $arabımı yudumlarken onu kesiyorum. ah ne kadar da güzel yudumluyor..
yemeğin ardından film izleyeceğiz. film: ghost. ikimizde gözlerimizi bile kırpmadan, bilmem kaçıncı defa izliyoruz. o omzuma yaslanıp izliyor. izledikten sonra akan gözya$larını siliyorum. gözlerinden öpüyorum. tuzlu gözya$larını yutuyorum. 'seni seviyorum' diyorum. bana sımsıkı sarılıyor. 'bende seni seviyorum sevgilim' diyor. o bana içinde sevgi ta$ıyan herhangi bir kelime sarfettiğinde benim sevgim katlanarak artıyor..
elimden tutup beni annesinin yatak odasına götürüyor. 'ya olur mu' falan diyorum.. 'sus ve gel' diyor. 'annenin yatağında uyumayalım' diyorum. 'uyumıycaz zaten' diyor. ne yapacağımı bilmiyorum. ondan istemediği yahut istese de pi$man olabileceği bir $eyi asla beklememeyi bırak fotoğraf açık olsa da, bunu aklımdan geçirdiğim için bile daha $imdiden suçluluk duyuyorum. ayrıca annesi bana bu denli güvenirken bunu asla yapamam diyorum. yatağın ba$ında ayaktayız. gözgözeyiz. gözlerini kapatıp kafasını sağa doğru yatırarak dudaklarını dudaklarıma yana$tırıyor. bende aynısını yapıyorum..
o gece malum $ey oluyor i$te.. olan $eyin ardından ne kadar pi$man olursam olayım oluyor.. bir kaç ay geçiyor. o ba$ımın belası adam ve arkada$ları yine hayatımıza giriyor. vildan yine onlarla çıkıp bir yerlere gidiyor. bir gün kavgalarımız neticesinde bende gidiyorum.
kar$ıyaka'da bir ev burası. murat diye ne idüğü belirsiz, orta ya$lı bir adam parti veriyormu$. demircan tanıyor bir tek adamı, milleti çağırmı$.. zenginliğin diplerinde gezinen bir grup insan var burada. motorcu gençler falan.. 90'ların aydan $ener, toprak sergen filmleri gibi bir ortam.. buradakiler çok paranın getirdiği bo$luktan kelli saçma sapan $eyler yapıyorlar. ortamdan resmen tiksiniyorum. birileri bir tarafta yiyi$iyor, diğerleri bir $eyler içiyor. garip $eyler.. demircan denen it ve arkada$larıyla tanı$ıyorum. sarmıyor. biraz uzakla$ıp geziniyorum evde.. emre diye bir çocukla tanı$ıyorum. çocuk da arkada$ının yanında gelmi$ ve bu ortamdan tiksinmi$, balkondan bakınıyor.. muhabbet koyula$ınca birbirimize numaralarımızı veriyoruz..
ili$kiye ağırlık koyuyorum. 'bir daha o çocukla görü$meni ve o eve gitmeni istemiyorum diyorum. kabul etmiyor. inatla$ıyor. kavga ediyoruz. büyüyor. büyüyor. ve.. her $ey bitiyor..
gecelerden bir gece.. o gün tanı$tığım çocuk beni arıyor, emre. telefonu açıyorum.. 'abi seni aradığım için üzgünüm ama vildan burada motorcu bir adamla öpü$üyor' diyor.. beynimden kaynar sular dökülüyor..
bir kaç gün sonra evde okula gitmek için hazırlanırken kapı çalıyor. gelen o. 'niye geldin' diyorum. kabahat i$lemi$ bir çocuk gibi ba$ını öne eğiyor, 'beni içeri almayacak mısın ?' diyor. arkamı dönüp içeri gidiyorum, arkamdan geliyor. 'açıklayabilirim' diyor. 'neyi' diyorum. gözlerime bakıyor.. yumu$amamalıyım.. 'seni sev..' derken 'git!' diyorum.. gözlerimden akmasın diye ya$ları zor tutarken 'lütfen çek git!!' diye bağırıyorum. hızlı adımlarla kapıdan çıkıp gidiyor.. bu onu son görü$üm..
bir kaç gece sonra sarho$ bir $ekilde arıyor. 'seninle bir $ey konu$malıyız, çok önemli' diyor. 'seninle konu$acak hiçbir $eyim yok' diyorum. 'ama konu$mamız gerekli' diyor. 'beni bir daha sakın arama' diye bağırıp telefonu suratına kapıyorum. ertesi gün ilk i$ telefonumu deği$tiriyorum..
'git'ten sonra o çocukla yeniden görü$üyor ve bir süre sonra o çocukla kaçarak bilmediğim bir yere gittiğini öğreniyorum..
ve sonradan, benden hamile olup bebeği aldırdığını..
uzun bir süre sonra, bir gün gizli bir numaradan telefon geliyor. kar$ımda tanıdık bir ses, 'seni sevdiğimi asla unutma..' diyor..