toplum olarak gitgide disiplinden uzaklaşmamız en temel nedendir. 90'lı yıllara kadar öğrenciyi disipline etmenin yegane yolu olarak aşağılama, rencide etme, dayak gibi teknikler uygulanırdı. ancak yıl 2009 dayaktan vazgeçtik artık dövmüyoruz ki bu gerçekten olumlu bir gelişmedir, lakin dayağın şiddetin yerine disiplini ve otoriteyi kuracak yeni modern çağdaş bir teknik bulamadık. kısacası aile ve eğitimciler olarak pedagojiyi hiç sallamadık. "gençtir delidoludur" deyip geçiştirdik. sonuç ne peki kulağında küpe acaip saç şekilleri ile okula gelen erkekler. sabahın körünü buçuk geçe okula gelmeden kuaföre gidip fön çektiren tırnakları ojeli kızlar, tüm dünyada disiplinin simgesi olan kravatın boyundan iki karış aşağıda gezinmesi, peder beyin ruhsatsız silahını kapıp sınıf basmalar. ülkücü gençlik; devrimci liseler, tuvalet kabininde esrar partileri, hocaya ayar vermek adına otoriteyi sarsıcı hareketler, gizli çekim liseli pornoları, vs vs...
sorun saymakla bitmez çözüm ise en basitinden yazacak olursak muhtarın görevlerini ezber etmekten, solucanın sindirim sisteminden vazgeçip akılcı, modern, daha fazla entellektüel, bilime dayalı oto-güncellemeye açık, eğitim sistemi geliştirip sıkı ve yönetmeliklerle sabitlenmiş disiplin kuralları ile otoriteyi sağlamaktır. ve işin aile ayağı olarak "benim oğlumun/kızımın canı sağolsun" mantığını bir yana bırakarak gençliğe yeni atmış olan bireyleri daha anlayışlı, saygılı, çevre duyarlılığı olan gençler olarak yetiştirmektir.