ben bu yazıyı sana yazdım

entry31065 galeri video218
    1640.
  1. birkaç gündür olmayacak şeyler aklımda.
    hani kırık dökük cümlelerle kustum sandığım her şey boğazıma oturmuş sanki.
    ben hep gülüyorum tabi yine. "mutluyum" diyorum. en önemlisi "huzurluyum". sana da dedim ya hani, elim titreyerek, belki içini titreterek. ama huzurluyum be. tüm huzursuzluğunu çıkarınca benden, yine sıfırın çok üstündeyim. çok büyük değilmiş demek huzursuzluğun. nasıl da güzelmişsin aslında bende..
    keşkeye varmıyor cümlelerim hiç. "iyi ki" olmuş, "iyi ki" gelmiş, "iyi ki" göndermişim diyorum artık. şaşırdın di mi?
    hep kötü şeyler duymaya alışkınsın çünkü.
    hep bıçağın ucu kadar sivri cümlelerim.
    kızmasam bile kızgındım sana.
    sımsıkı sarılırken bile soğuk.
    elin elimdeyken bir kilometre uzağında.
    böyleyim işte, biliyorsun zaten. ondandı sabahları inadına elini elimde sımsıkı bulmalarım. ondandı her sabah ağrısı parmaklarımın.
    özledim be sevgili.
    asla içine bakarak "sevgilim" diyemediğim gözlerini özledim.
    yaklaştıkça kalbimi hızlandıran dudaklarını özledim.
    kasım yağmurları özletti seni galiba.
    ve telli'den bir şiir takıldı dimağıma: "anısı bizsek eğer bu kentin, unuttuğu türküler bizsek.."
    biziz ya, biziz tabi tüm caddelerini, basık barlarını, pezevenklerini, ibnelerini ve dahi serserilerini yaşatan bu şehrin.
    biz bakmasak, biz gitmesek, biz bahsetmesek kimsenin haberi olmayacak hiçbirinden. hiçbiri bilmeyecek, sevmeyecek kendini. ne kadar da çok şeyiz aslında!
    kendimize kattığımız değer bir yana, altın yapıyoruz dokunduğumuz şeyi. aşk mı bu? büyü mü?
    yok, değil.
    aşık değildim ben sana. olamazdım da. hani sen de söylemiştin ya.
    belki öyle söylemesen, belki hatırlatmasan bana beni, kapılıp gidebilirdim seline.
    elimde ıslak bir kağıt mendil ve şişmiş gözlerle koyabilirdim dizine kafamı.
    gözüme bakınca titremelerimi saklayamazdım o zaman.
    kokunu içime daha rahat çekebilirdim.
    sırf sen şaşırmayasın diye çabaladım.
    hayalindeki benle gördüğün savaşmasın diye, kana bulanmayayım zihninde diye.
    senden sonrakileri de şaşırtmadım hiç.
    avuçlarında terlemedi avuçlarım, dudaklarındayken kapanmadı gözlerim.
    ama onlar bunu fark etmediler bile.
    senin kadar bilmiyorlardı beni. işte o yüzden kaçmadım onlardan senden kaçtığım gibi. sakin adımlarla uzaklaştım ellerimi yavaşça çekip terli avuçlarından.
    hiçbiri de senin kadar kırgın gözlerle bakmadı ardımdan, kıskanma. "acımasız olma şimdi bu kadar..dün gibi dün gibi çekip gitme.." diye mırıldanmıyorlardı kendi kendilerine.
    ama senin kadınların üzerlerine basıp geçmene izin verdiler, bu yüzden mi kalmayı hiç istemedin? veremedin hak ettiği değeri onlara? ben hep kırgın gördüm onları. seni bana kırgın, onları sana. o yüzden neşelendirmek istedim biraz olsun onları, gülerek baktım gözlerinin ta içine. sana göstermediğim ilgiyi gösterdim onlara. hastalık mı bu? bilmiyorum. böyle yapınca gamsız oluyorum, hepsi bu.
    işte böyle sevgili, sensiz geçen bir senenin hikayesi bu.
    yer yer önünden hızla geçip de bir türlü yakalayamadığın hayatım bu.
    sırılsıklam özlüyorum seni.
    gör halimi, "sırılsıklam olmuşsun" de de, "uzaktan geliyorum, tabi ıslanırım" diyeyim ben sana yine.
    bu kez anlamı dudaktan çıktığından çok çok daha uzun olsun.
    5 ...